Psikodinamik yaklaşım, psikanaliz

Psikodinamik yaklaşım, psikanaliz, psikanalitik yaklaşım, psikanalitik kuram, psikoterapi, psikiyatri, psikanalist hatta psikopat… Birbirine yakın bunlarca terimin kafanızı karıştırıyor olması oldukça normal. Umarım bu yazı biraz olsun açıklık getirir bu kavramlardan bazılarına.


Kavram kargaşasının önüne geçebilmek için önce şu terimlere açıklık getirelim.

Psikoterapi alanında yüzlerce farklı terapi metodu (kişi merkezli terapi, gestalt terapi, psikodrama…) mevcuttur. Bunları teorisyenler belli başlı birkaç çatı altında (psikoterapi yaklaşımları) toplarlar. Değişik terapi metodları/okullarının da uyguladıkları farklı psikoterapi teknikleri bulunmaktadır.

Örnek

⇒ Psikodinamik yaklaşım ait farklı terapi metodlarından olan Alfred Adler’in bireysel psikoloji adlı terapi metodunda uygulanan tekniklerden birisi de serbest çağrışımdır.

Hümanist-varoluşçu psikoterapi yaklaşımına ait bir terapi metodu olan gestalt terapi tekniklerinden biri de boş sandalyedir.

Psikoterapi yaklaşımları [Psychotherapy Approaches] 

  1. Psikodinamik yaklaşım: Bireysel Psikoloji – Alfred Adler, Analitik Psikoloji – Carl Jung, Benlik Psikolojisi – Heinz Kohut, Lacan’ın Psikanalizi – Jacques Lacan, Kişilerarası Psikanaliz – Harry Stack Sulliven…
  2. Bilişsel davranışçı terapi: Davranışçı terapi, Bilişsel Davranışçı Terapi, Rasyonel Duygusal Davranış Terapisi, Kabul ve Kararlılık Terapisi, Farkındalık Odaklı Bilişsel Terapi, Şema Terapi…
  3. Hümanistik/varoluşçu yaklaşım: Kişi Merkezli Terapi – Carl Rogers, Gestalt TerapiFritz Perls, Psikodrama – Jacob L. Moreno, Varoluşçu terapiler, Transpersonal Psikoterapi
  4. Sistemik aile terapisi: Yaşantısal aile terapisi / Dönüşümsel aile terapisi – Virgia Satir, Yapısal aile terapisi – Salvador Minuchin, Stratejik aile terapisi – Jay Haley ve Selvini Palazzo, Sistem dizim yöntemi (Kuşaklararası aile terapisi) – Bert Hellinger, Öyküsel Terapi / Narrative Terapi – Michael White – David Epson, Kısa süreli çözüm odaklı terapi – Steve De Shazer

* Sınıflandırma konusunda farklılıklar görülse de geniş bir alanda kabul görmüş tasnif şu şekildedir.

Bu yazıda psikodinamik yaklaşıma bağlı farklı psikoterapi metodlarının ortak özellikleri üzerinde duruyor olucam.

Psikodinamik Yaklaşım

1) Psikodinamik yaklaşım nedir?

Psikodinamik yaklaşım Josef Breuer ve Sigmund Freud tarafından Viyana’da kurulmuştur. İkili çalışmalarına 1890’larda başlamıştır.

O yılların koşullarında Sigmund Freud dürtü kuramı, saldırganlık ve cinsellik hakkındaki iddiaları ile çok tepki toplamıştır. Hala da çok ciddi eleştiriler almaktadır.

Eleştirilere rağmen psikodinamik yaklaşım sonraki yıllarda hızla Avrupa’nın değişik ülkelerine yayılmıştır. Dünyada bu kadar popüler hale gelmesinde Amerika’da benimsenmesi etkili olmuştur.

İleriki yıllarda gelişen diğer terapi yöntemleriyle popülerliği bir nebze azalmaya başlamıştır. Fakat Sigmund Freud’un ortaya koyduğu fikirler bugün çocuk gelişimi ve psikolojik hastalıklar hakkındaki anlayışımızı büyük ölçüde değiştirmiştir. Bununla kalmayıp edebiyat, sosyoloji, reklamcılık gibi diğer alanlarda da etkili olmuştur.

Freud’un ortaya koyduğu psikanalizin modasının geçtiğini, geçerliliğinin kalmadığını iddia edenlerin bile ondan etkilenmediklerini söylemek oldukça güçtür.

Psikodinamik yaklaşımdan sonra ikinci yol denilen bilişsel davranışçı terapi yaklaşımı ve üçüncü yol olarak anılan hümanist yaklaşım (hümanist, ben ötesi ve varoluşçular) gelmiştir. Daha sonra ilişkilerin bireyin ruh sağlığı üzerindeki öneminin anlaşılmasıyla sistemik aile terapisi yaklaşımı onları takip etmiştir.

Psikodinamik yaklaşımın temelinde bilinç dışı konsepti, libido kuramı, psikoseksüel gelişim evreleri, kişiliğin alt boyutları olan id, ego ve süperego yatar.

Psikodinamik yaklaşım ilişkileri özellikle bireyin psikolojik gelişimini, olgunlaşma sürecini büyük ölçüde etkileyen, çocukluk dönemindeki ilk ilişkileri ön planda tutar. Gelişim evresinde iken negatif tecrübeler yaşayanların, bunları hatırlamasalar bile yetişkin dönemlerindeki ilişkilerini etkilediğine inanılır.

Psikodinamik yaklaşım geçmiş odaklıdır. 
Çözüm odaklı yaklaşımlar gelecek odaklıdır.
Farkındalık odaklı bilişsel davranışçı terapi şimdiki zamana odaklanır.

Psikodinamik yaklaşımda insan kişiliğinin bilinç dışı ve bilinç seviyesindeki faktörlerin birbirleriyle olan ilişkisinden meydana geldiğine inanılır.

Psikodinamik yaklaşım psikoseksüel gelişim kuramı ile açıklar birçok psikopatolojinin temellerini. Özellikle Ödipus ve Elektra kompleksleri önemli rol oynarlar.

Psikodinamik yaklaşımda hedef ortaya çıkarmaktır. İçgörü kazanmaktır. Kişi görmediği düşmanıyla baş edemez anlayışı vardır. Bastırılmış, birey tarafından kabul edilmesi güç dürtüleri, travmaları, kişiliğinin parçaları… ortaya çıkarılır. Daha sonra bunlar terapi sürecinde çalışılır.

2) Kişiliğin alt boyutları – Id, ego, superego

Alt benlik (Id)

Bilinç dışında yer alır. İlkel ve dürtüsel isteklerimizi içerir. Cinsel, agresif dürtülerimiz, unutulmuş tecrübelerimiz, korkularımız, bencilce ihtiyaçlarımızdan oluşur. Kendi menfaatini ve haz arayışını gözetir. Mantık ve ahlak tanımaz.

Eros (yaşam içgüdüsü) ve Thanatos’u da (ölüm içgüdüsü) içinde barındırır.
  • İd ihtiyaçlarının hemen karşılanmasını ister. Karşılandığında zevk duyarız. Karşılanmadığında ise gerginlik duyarız.
  • İd mantık çerçevesinde haraket etmez. Gerçekçi değildir.
  • Bencil, istek dolu ve hayalcidir.
  • Genellikle yaramaz bir çocukla ya da şeytanla sembolleştirilir.

İd şeytanla sembolleştirilir. Ama bu indirgeyici bir tutumdur. Arzularımız bize geleceğin nasıl olmasını istediğimizi gösterirler. Arzularından yoksun insan cansızlaşabilir, robotlaşabilir. Arzularımız bizi ateşler. Arzularımızı irademizle insana yakışır bir hale sokabiliriz.

Örnek

Bireyin id’i güçlendiğinde ve süperegosu güçsüz kaldığında, id ego’nun üzerine aşırı baskı yapabilir. Bu baskılar ile baş etmekte güçlük çeken ego, çocuksu hareketler içerisine girebilir. Bencilce davranabilir. Manik bir dönem yaşayabilir. Heyacanlı, mutlu, fakat çocuksu ve ilkel kalabilir.

Üst benlik (Süper Ego) 

İçselleştirilmiş vicdanımızdır. Ebeveynlerimiz, toplum ve dinden öğrendiğimiz ahlaki öğretileri barındırır.

Birçok kereler süper ego melekle sembolleştirilir. Oysa ki toplumun değerleri ırkçılık gibi oldukça negatif de olabilir.

3-5 yaş arasında psikoseksüel gelişimin fallik evresinde oluşur. Ego’ya id’in buyrukları etrafında haraket etmemesi çağrısında bulunur.

Süper ego bireyde pişmanlık, utanç duygularının oluşmasına sebep olabilir.

Örnek

Kişinin süper egosu çok kuvvetliyse, id’inin isteklerini, arzularını görmezden gelmeye başlayabilir ego. Birey depresifleşebilir. Giderek puritanlaşan, ruhsuz, coşkusuz bir insan kalabilir. Kişi depresifleşebilir.

Benlik (Ego)

İd’in gerçekçi olmayan istekleri ve dış gerçeklik arasında arabuluculuk yapar. Bu nedenle bazen hakem figürüyle sembolleştirilir. Ya da şeytan ve melek arasında kalmış bireyle.

Ego bedensel kökenli hislerden oluşmuştur. Özdeşleşmeler vasıtasıyla oluşur. Dil kullanma yeteneği ile güçlenir.

Ego karar verici roldedir. Alt benliğin taleplerini makul şekillerde karşılamaya çalışır. Genellikle taviz vererek ya da toplum tarafından kabul edilebilir ölçülerde ve şekilde erteleyerek yapar bunu.

Benlik birçok kereler alt benlik karşısında güçsüz kalır. Freud alt benlik ve benlik arasındaki ilişkiyi, at ve sürücü arasındaki ilişkiye benzetir.

Bir insan bir yere bakıyorsa orada ilgilendiği bir şey vardır. Bir insan bir yere hiç bakmıyorsa orada ilgilendiği bir şey kesinlikle vardır.– Sigmund Freud

3) Psikodinamik yaklaşıma bağlı başlıca psikoterapi okulları

Sigmund Freud tarafından ortaya konulan psikodinamik yaklaşımın savunucuları arasında zamanla farklılaşmalar, çatışmalar yaşanmıştır. Psikodinamik yaklaşım çatısı altında sayılan yirminin üzerinde farklı psikoterapi metodu bulunmaktadır.

Sigmund Freud kurduğu psikodinamik yaklaşımın büyükbabası gibidir. Her ailede olduğu gibi, aileye yeni katılan üyeler, ayrılıp kendi evine taşınanlar, boşananlar ve birleşenler olmuştur. Aralarındaki farlılıklar psikanalitik kuramın temelleriyle ilişkilidir.

Farklı psikodinamik yaklaşıma bağlı psikoterapi metodları Freud’un fikirlerinden bazılarını geliştirmiş, bazılarına önem vermiş ya da önemsiz kılmıştır.

Klasik psikanaliz dışında kalan başlıca psikodinamik yaklaşımı benimseyen terapi metodları şunlardır;

  • Bireysel Psikoloji            Alfred Adler
  • Analitik Psikoloji             Carl Jung
  • Benlik Psikolojisi             Heinz Kohut
  • Lacan’ın Psikanalizi         Jacques Lacan
  • Kişilerarası Psikanaliz      Harry Stack Sullivan

Her ne kadar farklı teoriler geliştirilmiş olsa da psikodinamik yaklaşıma bağlı psikoterapi okullarının hepsinin amacı ortaktır.

4) Psikanaliz, psikodinamik yaklaşımın amacı nedir?

Bilinç dışına itilmiş, bastırılmış malzemenin bilinç üstüne çıkarılmasıdır. Bilinç dışı malzeme şunlardan oluşabilir. Çatışmalar, kabullenilemez cinsel arzular, utanç verici deneyimler, ahlak dışı dürtüler, bencilce ihtiyaçlar, vahşet dürtüleri…

Yani ortaya çıkarmaktır amaç. Hedef bireyin kendisinin farkında olmadığı bastırdığı arzularla, çatışmalarla yüzleşmesi ve bunlarla makul bir şekilde baş etmeyi öğrenmesidir. Böylelikle danışan hayatının kontrolünü kazanabilir.

İnsan görmediği düşmanıyla savaşamaz. – Sigmund Freud

Psikodinamik yaklaşıma göre duygusal problemlere uzun süreli bir çözüm bulmanın yolu problemlerin köküne inmekten geçer. Aksi taktirde bulgular geçici olarak ortadan kaldırılsa da bilinç dışı farklı semptomlarla kendini yineler.

  • Bilinç dışında yatan çatışmaların bilinç üstüne çıkartılması
  • Danışanın kendisine fayda vermeyen davranış biçimleriyle yüzleşmesi, daha sağlıklı bir şekilde hayatının kontrolünü ele alması
  • Sağlıklı ilişkiler kurabilmek
  • Psikosomatik belirtilerin düzelmesi
  • Danışanın kendine güveninin artması ve daha bağımsız olabilmesi
  • Hayata daha iyi adapte olma ve fonksiyonlarda artış
  • Psikolojik hastalıkların belirtilerinin yoğunluğun azalması ya da ortadan kaldırılması

Siz cevaplar bulmaya çalışıyorsunuz, biz ise daha çok soru sormak niyetindeyiz. – Sigmund Freud

5) Psikanaliz nasıl yapılır?

  • Psikanalizde minimum müdahale esastır.
  • Psikanalist arka planda, hasta ise ön plandadır.
  • Psikanalistler diğer terapi yaklaşımlarına mensup terapistlerden çok daha fazla kendileriyle ilgili özel bilgileri gizli tutarlar. Örneğin; hümanist ya da bilişsel davranışçı terapi yaklaşımlarından birine bağlı olan terapist, ailesiyle çekilmiş resmini ofisinde bulundurabilir. Böyle bir uygulama psikodinamik yaklaşımlarda hoş karşılanmaz.
  • Psikodinamik yaklaşımda terapi seanslarının düzenli aralıklarla olması önemlidir.
  • Psikanalist danışanına karşı sabır gösterir. Danışanına uzun bir süre verir açılması için.
  • Psikanalistin ne zaman geri dönüşüm verdiği çok önemlidir. Danışan erken gelen bilinç dışı ile ilgili yorumlara karşı direnç gösterebilir.
  • Danışanın geri bildirimlere nasıl karşılık verdiği –kabul, ret, konuyu değiştirme, konu üzerine düşünme vb.– psikanalist tarafından dikkatle analiz edilir.
  • Psikanalist danışanıyla olan ilişkisinde oluşan aktarım, karşı aktarım ve serbest çağrışımlarındaki sembolik manaları inceler. Danışanın ancak katartik bir tecrübe sonucunda iyileşebileceğine inanılır.
  • Psikodinamik yaklaşım genelde bireysel terapi, çocuk terapisi ya da grup terapisi olarak uygulanır. Psikodinamik aile terapisi çok yaygın değildir.

7) Psikanaliz nasıl yapılır? – Psikanaliz teknikleri

Psikanaliz tekniklerinin birçoğu psikodinamik yaklaşıma bağlı psikoterapi metodlarının tümünde kullanılır. Verilen önem seviyesi değişiklik gösterebilir.

Psikanaliz tekniklerinin amaçları aktarım ve direncin aşılmasıdır.

a) Psikanaliz teknikleri – Serbest Çağrışım

Serbest çağrışım danışanın bastırılmış iç çatışmalarını, hislerini, düşüncelerini ortaya çıkarmak için kullanılan bir psikanaliz tekniğidir.

En temel psikanaliz tekniklerinden biridir serbest çağrışım. Psikanalizin yapı taşı, özü olarak kabul edilir. Capra’ya göre serbest çağrışım psikodinamik yaklaşımın köşe taşıdır.

Sigmund Freud önceleri hipnoz yöntemini kullanmıştır. Serbest çağrışım yöntemi ile bilinç dışına inilebileceğini tecrübe ettikten sonra hipnozdan uzaklaşmaya başlamıştır.

Danışan fikirlerini, rüyalarını, fantezilerini serbest çağrışım yöntemiyle dile getirir. Psikanalist bunları dikkatli bir şekilde dinleyerek notlar alır. Aradaki bağlantıları görmeye çalışır. Danışan da psikolojik hastalık belirtileri ya da karakter problemlerine sebep olan bilinç dışında yatan çatışmaları tespit etmeye çalışır.

Psikanalist danışanın problemlerine çözüm yolları bulunması için zemin hazırlar. Bu süreçte danışan savunma mekanizmalarıyla direnç gösterir. Danışanın bilinç dışı malzemeleri ortaya çıkmaya başlayınca onlarla baş etmesi ve problemli davranışı değiştirmesi daha kolay olur.

Serbest çağrışım nasıl uygulanır? 

  • Danışan rahat bir konuma geçer. Her ne kadar bunun hep divan üzerinde olduğu düşünülse de oturarak da olabilir.
  • Gözler kapalı ya da açık bir konumda olabilir. Birçok danışan gözleri kapalıyken daha rahat çağrışımlarda bulunabilir.
  • Psikodinamik yaklaşımları benimseyen uzmanlar ofislerinde genellikle danışana ilham verecek tablolar tercih eder onları uygun bir konuma koyarlar.
  • Psikoterapist danışanının içinden gelen her şeyi söyleyebileceğini söyler. Kişinin konuşurken kronolojik olarak konuşması, belirli bir hikayede kalması istenmez.
  • Danışan aklına gelen her şeyi söyler. Başlangıçta söyledikleri çevresel olabilir. Örneğin; duvarda asılı tablonun kendisinde uyandırdıklarını dile getirebilir. Bu serbest çağrışım daha farklı çağrışımlara götürür. Giderek çevresel faktörler azalır bireyin serbest çağrışımlarında. Bu süreçte dirençle karşılaşır. Direncini yenmeye ve aklından geçenleri olduğu gibi söyleyemeye gayret eder.
  • Psikoterapist danışanın söylediklerini not alarak hangi duygu ve düşüncelerin bastırılmış olabileceğini anlamaya çalışır.

Danışanın ilk çağrışımlarının daha çok o anla ve çevresel uyaranlarla ilgili olduğu düşünülür. Giderek çağrışımları farklı çağrışımlara götürür. Kişi aklına gelenleri söylemek isterken direnç ile karşılaşabilir.

Neden psikanaliz seanslarında divana uzanılır?

Birçok insanın aklına psikanalitik kuram hatta psikoterapi deyince gelen divana uzanmış danışan görüntüsüdür. Oysaki divan sadece psikodinamik yaklaşımda kullanılır. Divanın kullanımı giderek psikanalizde de azalıyor.

Psikanalizde de ilk seansta direkt gelen danışana divana uzan denmez. Terapi öncelikle oturarak yapılır. Belirli bir ilişki bina edildikten sonra divana uzanmaya başlanır.

  • Danışan dikkatini meselelerine yoğunlaştırabilir. Psikanalist ile göz göze gelerek dikkatinin dağılması önlenir. Daha rahat iç dünyalarını açabilirler.
  • Uzanmış halde iken danışan daha rahat konumdadır. Ayrıca çocukluk evresine daha yakın bir konumda olunur. Savunma mekanizmaları güçsüzleşir.
  • Uzandığımızda rüyaya benzer bir hale gireriz. Unuttuğumuz birçok şeyi daha rahat hatırlarız. Örneğin; duygularımız, anılarımız, derin hislerimiz, fantezilerimiz, kaygılarımız ve özlemlerimiz.
  • Hastanın rahat olması kadar psikanalistin de rahat olması önemli. Danışan divana uzandığında psikanalist de işini daha rahat yapabileceği bir alana kavuşur.

b) Psikanaliz teknikleri – Aktarım (transferans) nedir?

Aktarım psikanalizde danışanın çocukluğunda öğrenmiş olduğu bağlanma şekilleri ile yeni objeye bağlanmasıdır.

Aktarım psikoterapide danışanın terapistine karşı önceki ilişkilerinden getirdiği nefret, öfke, güvensizlik, aşırı bağımlılık ya da hayranlık gibi duyguları taşımasıdır.

Aktarım kısaca geçmişi yeniden yaşamaktır.

Bir kişiden başka bir insana karşı geliştirdiği bastırılmış duygularını ve arzularını üçüncü bir kişiye aktarma süreci bilinç dışında gerçekleşir. Bu aktarımlar normaldir ve hayatımızda sürekli karşılaşırız. Fakat aktarım uygunsuz bir şekilde olduğunda zararlı olurlar.

Eğer terepâtik ilişki sağlam bir şekilde oturtulmuşsa danışan ebeveynleriyle, kardeşleriyle ve diğer önemli kişilerle olan ilişkilerini terapistle olan ilişkisine taşır. Psikoterapistle danışanının bu aktarım konusunda görüşmeleri sonucunda danışan güncel hayatında ki ilişkilerini nasıl yanlış olarak algıladığı konusunda içgörü kazanabilir.

İnsanlar daha önceden tanıştıkları birine benzeyen kimselerle tanıştıklarında, bilinç dışında bu kişinin de önceden tanıdıkları kişiye benzeyeceğini düşünürler. Bu şekilde benzer ilişkileri tekrarlarlar.

Aktarım örnekleri

  • Ebeveynlerimize benzer kişilere yakınlaşabiliriz.
  • Çocukluğumuzda sevdiğimiz insanları anımsatanlara daha kolay güveniriz.
  • Eski eşimizi davranışları, görüntüsü, sesiyle hatırlatan çocuklarımız bize üzüntü verebilirler.

c) Psikanaliz teknikleri – Karşı aktarım nedir?

Karşı aktarım terapistin danışanına karşı olan duygu aktarımıdır.

Psikanalist de her insan gibi duygularını danışanlarına aktarabilir. Psikanalist karşı aktarımlarını inceleyerek danışanlarının onlarda neleri meydana çıkardığını görebilir. Bunları inceledikten sonra danışanına kendisi hakkında ne düşündüğünü sorabilir.

Terapistteki karşı aktarım duyguları, terapistin kendi analizlerine devam etmesi gerektiğini gösterir. Sigmund Freud karşı aktarım konusunda uyarmış ve üstesinden gelinmesi gerektiğine inanmıştır.

Terapistin danışana karşı olan duygu aktarımlarının hangilerinin kendisinden, hangilerinin danışanın aktarımlarından kaynaklandığını bilmesi gerekir.

Rüya bir isteğin gizlice gerçekleşmesidir. – Sigmund Freud

d) Psikanaliz teknikleri – Psikodinamik rüya analizleri nasıl yapılır?

Psikodinamik yaklaşımda rüya analizleri önemli bir yer tutar. Psikanalistler danışanların görmüş oldukları rüyalardaki bilinç dışına ait düşünce ve duyguları analiz ederler.

Rüyalar bilinç dışına giden kral yoludur. – Sigmund Freud

Rüyalarımızda bilinç dışımız açık bir şekilde ortaya çıkmaz. Bilinç dışına sansür uygularız rüyalarımızda. Analiz yolu ile bu sansürler kaldırılıp bilinç dışına ulaşılmaya çalışılır. Bu yüzden rüyaların bir açık bir de gizli içerikleri olur.

Rüya analizi farklı metotlarla yapılır. Rüyada görülen farklı sembollerin anlamları incelenebilir. Rüyada yer değiştirme, yoğunlaştırma, sembolleştirme ve yerine koyma gibi metotlarla bilinç dışımız gizlenir. İtme/bastırma ve dirençle karşılaşılan rüyalar unutulabilir.

  • Simgeleştirmede belirli bir kalıp bulunmaz. Her nesne başka bir nesneyi sembolize edebilir.
  • Yoğunlaştırma rüyada farklı nesne ya da olguların birleşerek bir görüntüde toplanmasıdır.
  • Kılık değiştirmede nesne başka bir kılığa bürünerek tanınamaz hale gelir.

Rüya analizlerinin bilimsel olarak ispatlanmasında ki güçlülüklerden dolayı psikodinamik yaklaşımda giderek önemini yitirmeye başlamıştır.

İlginizi çekebilir: Gestalt terapi rüya çalışması

6) Psikanalist kimdir? 

Psikanalist kimdir? Psikanaliz ve psikodinamik yaklaşımda psikoterapi eğitimi almış, kendi analizlerinden ve süpervizyon süreçlerinden geçmiş uzmanlardır. 

Psikanalistler dikkatlice danışanlarını dinler. Danışanın serbest çağrışımlarındaki bağlantıların farkına varmaya, bilinç dışında neler olduğunu anlamaya çalışır.

Psikanalistler psikoterapi eğitimleri boyunca yoğun olarak (yüzlerce saat) kendi analizlerini görürler. Bu psikanalitik eğitimi uzun ve masraflı hale getirir. Bu nedenle birçok psikanalist eğitimci ancak birkaç öğrenci yetiştirebilir.

Psikanalistler kendi analizleri dışında teorik eğitimler alırlar. Literatür seminerlerinde psikanalitik kuramın temel eserlerini okuyarak tartışırlar. Süpervizyon saatlerinde danışanları hakkında süpervizörlerinden destek alırlar. Klinik vaka incelemeleriyle yaptıkları çalışmalar hakkında geliştirdikleri içgörüleri gözden geçirirler.

İlginizi çekebilir: Nasıl terapist olunur? 

9) Psikodinamik psikoterapinin psikanalizden farkı nedir?

Psikodinamik yaklaşımın danışanlara uygulanmasına psikodinamik psikoterapi denir.

  • Psikodinamik psikoterapi psikanalizin çocuğu gibidir.
  • Psikodinamik psikoterapi psikanaliz kadar yoğun değildir.
  • Psikodinamik psikoterapi sürecinde uygulanan toplam seans sayısı daha azdır.
  • Bilinç dışı dinamiklerinin, aktarım ve karşı aktarımın incelenmesi, psikanalizde ki kadar derin olmaz. Bu nedenle psikanalizden daha kısa sürer.
  • Psikanalizle aynı prensiplere bağlıdır. Fakat aktarım ve karşı aktarım süreçleriyle daha az meşgul olur. Danışanda büyük karakter değişikliklerini gerçekleştirmeyi daha az hedefler.
  • Danışanın güncel hayatı ve problemlerinin iç çatışmaları ve duygularıyla olan ilişkileri üzerine geçmişinden daha fazla yoğunlaşır.

10) Psikodinamik yaklaşım – Terapi ne kadar uzun sürer?

  • Psikodinamik yaklaşıma genellikle haftada iki ila üç seans olarak uygulanır.
  • Klasik psikanaliz haftada beş seans uygulanır. Bu nedenle en yoğun psikoterapi yaklaşımıdır.
  • Psikanaliz seanslarının toplamı yüzlerce olabilir.
  • Psikodinamik psikoterapi psikanalizden çok daha kısa sürer. Kısa dönemli psikodinamik psikoterapi 25 seans kadar az sürebilir.

Zayıf noktalarınızdan güçlü yanlarınız doğacaktır. – Sigmund Freud

11) Psikodinamik yaklaşım – Kimler için uygundur?

  • Derin kökler salmış meselelerini, başkalarıyla nasıl ilişkiler kurduğunu değerlendirmek isteyenler
  • Hayatlarında anlam ve amaç arayan insanlar
  • Psikosomatik şikayetleri olanlar
  • Nevrotik çatışmalar yaşayanlar
  • Fobileri, takıntıları, cinsel problemleri, kişilik problemleri olanlar

Psikanaliz ve psikodinamik yaklaşım iç dünyalarını araştırarak sorunlarının kökenine inmek istemeyen bireyler için önerilmez.

Psikodinamik yaklaşım sorunlarına kısa sürede çözüm arayan bireyler için doğru bir tercih değildir. Kısa süreli psikodinamik psikoterapi metotları dahi çok kısa sürmemektedir.

12) Psikanalitik kuram, psikodinamik yaklaşım -Yöneltilen eleştiriler

  • Psikanaliz ve psikodinamik terapiler oldukça uzun süre alır ve ağır maddi yükümlülük getirirler. Bu eleştirinin pratikte yerini bulmadığını düşünüyorum. Zira terapinin ne kadar sürdüğü ile ilgili yapılan araştırmalar ortalama dört ila sekiz seans olduğunu gösteriyor. Yani hangi metod uygulanırsa uygulansın pratikte bir çok danışan terapiyi erken sonlandırdığı için kısa sürüyor.
  • Psikodinamik yaklaşım birçoklarına göre bilimsel temellere dayanmamaktadır. Psikanalizin etkili bir yöntem olduğu psikoterapi araştırmaları ile kanıtlanmıştır. Çıkış noktası olarak Sigmund Freud ve arkadaşlarının klinik gözlemlerine ve vaka örneklerine dayanmaktadır. Koşullanma deneylerine dayanan davranışçılara göre pozitivist bilim anlayışı ile reddederler.
  • Psikanaliz tekniklerinden olan serbest çağrışım ve rüya tabiri gibi metotlar belirsiz verilere dayanır. Bu nedenle psikanalitik kuramın güçsüz olduğu ve bunlarla bir tedaviye başlanmanın yanlış olduğu iddia edilir.
  • Danışanın çocukluk travmalarından ziyade güncel problemlerinin önemli olduğu savunulur.
  • Psikanalitik kuramın temellerinde Freud’un hastalarıyla olan tecrübeleri yer alır. 19. yüzyılın cinselliği baskıladığı toplumunda yaşayan üst sınıfı temsil eden Avusturyalı bayanlardı bu hastaların çoğu. Bu nedenle psikodinamik yaklaşımın fazlaca cinselliğe vurgu yaptığı iddia edilir.
  • Psikanalitik kuramın doğuşunda Freud’un zengin ailelerde yaptığı gözlemlerin büyük etkisi olduğu için her sosyal tabakadan insana uygun olmadığı düşünülür.
  • Psikodinamik yaklaşımın her kültüre uygulanamayacağı iddia edilir. Örneğin; müslümanlara, doğu toplumlarına, bireyselliğin ön planda olmadığı kültürlere.

13) Psikodinamik yaklaşım Psikoterapi dernekleri

14) Türkiye’de psikodinamik yaklaşıma katkıda bulunmuş önemli isimler

Tanıdığım kadarıyla Türkiye’de psikodinamik yaklaşımın gelişmesine katkıda bulunmuş isimleri anmak istedim.

  • Prof. Dr. Leyla Zileli
  • Prof. Dr. M. Orhan Öztürk
  • Prof. Dr. Ulviye Etaner
  • Prof. Dr. Tevfika Tunaboylu Ikiz
  • Prof. Dr. Vamık Volkan
  • Prof. Dr. Engin Geçtan
  • Dr. Talat Parman
  • Saffet Murat Tura
  • Levent Kayaalp
  • Stella Ovadia
  • Bella Habip
  • Nesim Bitran
  • Elda Abrevaya
  • Elif Ülkü Gürışık
  • Günsel Koptagel İlal
  • Yavuz Erten
  • Prof. Dr. Cengiz Güleç

15) Psikanalitik kuram, psikodinamik yaklaşım – Kitaplar

a) Psikodinamik yaklaşım– Sigmund Freud kitapları

Sigmund Freud. (1962). Cinsiyet Üzerine üç deneme [Three essays on the theory of sexuality] (A. A. Öneş, Çev.): Say Yayıncılık.

Sigmund Freud. (1998). Narsizm üzerine ve Schreber vakası (S. M. Tura & B. Büyükkal, Çev.): Metis.

Sigmund Freud. (1999). Uygarlığın huzursuzluğu [Das Unbehagen in Kultur] (H. Barışcan, Çev.): Metis.

Freud, S. (2001). Haz ilkesinin ötesinde – Ben ve id [Jenseits des Lustprinzips das Ich und das Es] (D. Muradoğlu, Çev.): Metis.

Sigmund Freud. (2006). Psikanaliz ve uygulama [Psychoanalysis and its applications] (A. A. Öneş, Çev.): Say Yayıncılık.

Sigmund Freud. (2010). Çocukta fobinin analizi [Little Hans case] (D. Muradoğlu, Çev.): Say Yayıncılık.

Sigmund Freud. (2011a). Kültürdeki huzursuzluk [Civilization and its discontents] (V. Atayman, Çev.): Say Yayıncılık.

Sigmund Freud. (2011b). Psikanalize giriş: Psikanaliz üzerine [A general introduction to psychoanalysis] (A. A. Öneş, Çev.): Say Yayıncılık.

Sigmund Freud. (2012). Musa ve tektanrılı din [Der Mann Moses und die Monotheistische Religion] (O. Kasap, Çev.): Say Yayıncılık.

Sigmund Freud. (2013). Bir çocukluk nevrozu hikâyesi: Kurt adam vakası [The wolf man] (D. Muradoğlu, Çev.): Say Yayıncılık.

Sigmund Freud. (2014a). Günlük yaşamın psikopatolojisi [Psychopathology of everyday life]: Say Yayıncılık.

Sigmund Freud. (2014b). Rüyaların yorumu [Interpretation of dreams] (D. Muradoğlu, Çev.): Say Yayıncılık.

Sigmund Freud. (2014c). Totem ve tabu [Totem and taboo] (K. Şipal, Çev.): Say Yayıncılık.

Sigmund Freud. (2015a). Amatör psikanalizi [The question of lay analysis] (K. Şipal, Çev.): Say Yayıncılık.

Sigmund Freud. (2015b). Psikanaliz üzerine beş konferans ve psikanalize toplu bakış [Five lectures on psychoanalysis] (K. Şipal, Çev.): Say Yayıncılık.

Sigmund Freud. (2015c). Yanılgılar ve düşler üzerine [The future of an illusions] (K. Şipal, Çev.): Say Yayıncılık.

Sigmund Freud. (2016). Kitle psikolojisi [Mass psychology] (K. Şipal, Çev.): Say Yayıncılık.

b) Psikodinamik yaklaşım – Alfred Adler kitapları

Alfred Adler. (1993). Psikolojik aktivite üstünlük duygusu ve toplumsal ilgi [Superiority and social interest: A collection of letter writings] (B. Çorakçı, Çev.): Say Yayınları.

Alfred Adler. (2008a). Nevroz sorunları [The neurotic constitution] (A. Kılıçlıoğlu, Çev.): Say Yayınları.

Alfred Adler. (2008b). Yaşamsal sorunlar [Problems of living] (K. Şipal, Çev.): Say Yayınları.

Alfred Adler. (2012). Yaşamın anlam ve amacı [What life could mean to you] (K. Şipal, Çev.): Say Yayınları.

Alfred Adler. (2013). Yaşama sanatı [The science of living] (K. Şipal, Çev.): Say Yayınları.

Alfred Adler. (2014). İnsanı tanıma sanatı [Understanding human nature] (K. Şipal, Çev.): Say Yayınları.

Alfred Adler. (2015). Bireysel psikoloji [Individual psychology] (A. Kılıçlıoğlu, Çev.): Say Yayınları.

c) Psikodinamik yaklaşım – Türkçeye çevrilen kaynaklar

Freeman, J. (2009). İnsan ve sembolleri [Man and his symbols] (A. N. Babaloğlu, Çev.): Okuyan Us.

Jung, C. J. (2011). Insan ruhuna yöneliş [Lhomme a la Découverte de Son Ame] (E. Büyükinal, Çev.): Say Yayınları.

Sayar, K. (2003). Kültür ve ruh sağlığı: Küreselleşme koşullarında kültürel psikiyatri: Metis Yayınları.

Stevens, A. (1999). Jung [Jung] (A. Çayır, Çev.): Kaknüs Yayınları.

d) Psikodinamik yaklaşım– Türkçe yazılmış orjinal kaynaklar

Arduman, D. (2013). Cinsiyet, cinsel kimlik ve cinsellik: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.

Arkun, N. (1963). İntiharın psikodinamikleri: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları.

Atakay, M. (1999). Sınır Durumlar ve Patolojik Narsisizm: Metis.

Bilen, N. K. (2014). Kardeşi Anla(t)mak: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.

Büyükkal, B. (2000). Sapıklıklarda ve kişilik bozukluklarında saldırganlık: Metis.

Cengiz, Y. (2015). Acıyan beden: Psikosomatiğe psikanalitik bakışlar: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.

Erdem, N. (2015). Psikanaliz eğitimi ve sonrası uluslararası psikanaliz yıllığı 2015: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.

Ertüzün, M. I. (2012). Baba işlevi: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.

Geçtan, E. (1975). Psikodinamik psikiyatri ve normaldışı davranışlar: Metis.

Geçtan, E. (1988). Psikanaliz ve sonrası: Metis.

Geçtan, E. (1990). Varoluş ve psikiyatri: Metis.

Geçtan, E. (1998). Kimbilir? : Metis.

Geçtan, E. (2002a). Hayat: Metis.

Geçtan, E. (2002b). İnsan olmak: Metis.

İzmir, M. (2015). Lacancı psikanaliz ve karakter çözümleme: İmge.

Parman, T. (2002). Psikanalizi yazmak. 8 cilt: Bağlam.

Parman, T. (2004). Psikanalitik Denemeler: Bağlam.

Psikanaliz buluşmaları. (2005-2014). 8 cilt. Bağlam.

Psikanaliz Yazıları. (2004-2015). 31 cilt. Bağlam.

Saydam, M. B. (1997). Deli dumrul’un bilinci: Metis.

Sunat, H. (2004). Boşluğa açılan kapı: Bağlam.

Taşkıntuna, N., & Korkut, Y. (2012). Düşler, düşlemler ve masallar: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.

Teber, S. (2013). Bilimsel bir peri masalı: Freud’un aile ve tarihsel romanı: Okuyan Us.

Terbaş , Ö. (2015). Sinema ve psikanaliz 2: Kayıp ve zaman: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.

Tunaboylu-İkiz, T. (2009). Psikanaliz konuşmalar: Bağlam.

Tura, S. M. (2000). Günümüzde psikoterapi: Metis.

Tura, S. M. (2002). Şeyh ve arzu: Metis.

Psikodinamik yaklaşım ve psikanaliz nedir – Kaynakça

Milton, J., Polmear, C., & Fabricius, J. (2004). Psikanalize kısa bir giriş. London: Sage Publications.

Pennington, A. (2013). Danışmanlık ve Psikoterapi Yaklaşımlarına Öğrenci klavuzu. London: SAGE Publications Ltd.

Psikodinamik yaklaşım hakkında neler düşünüyorsunuz? Eklemek istedikleriniz varsa benimle paylaşabilirsiniz.

About adminsinn

Bunları da İnceleyebilirsiniz

Terapi hikayeleri: Minik Lina evde korku içinde

Bu terapi hikayesi ile evdeki çatışmalardan dolayı korku içinde yaşayan çocuklara yardımcı olmayı ve yetişkinlere …

2 Yorumlar

  1. Freud’un Çocukların Psikoseksüel Gelişim Dönenemleri Kuramını ayrıntılı anlattığı kitabı hangisidir?

    • Drei Abhandlungen zur Sexualtheorie – Three Essays on the Theory of Sexuality (1905)