Affetmek nedir? Bağışlamanın gücü

Affetmek nedir? 

Affetmeye karar vermeden önce tam olarak ne olduğunu anlamanız gerekir. Bağışlama birçok zaman uzlaşma ile karıştırılır.

Öfkeye tutunan insan avucunda başkasına fırlatmak için sıcak kömür tutan kişi gibidir. Kendisini yakar. – Buddhae

1) Affetmek nedir?  Bağışlama nedir?

Affetmek hem bir durum hem de bir karakter özelliğidir.

Durum. Özel bir duruma mahsus olarak belirli bir kişiyi belirli bir nedenden dolayı affedebilirsiniz. Bu genelde affetmeye yatkın olduğunuz anlamına gelmeyebilir.

Kişilik özelliği olarak affedicilik düzeyi yüksek olan bireyler stres yaratan ve inciten durumlarda daha kolay affetmeye yatkındırlar.

Bağışlama tanımlarının bazıları duygusal değişime, bazıları ise motivasyon değişikliğine vurgu yapmaktadır.

Affetmek hem bir sanat hem de bir bilim dalıdır (Worthington, 2015).

Affetmek hakkımız olan negatif duygu ve yargılardan şefkat, yardımseverlik ve sevgi ile kurtulmaktır (North, 1987).

Affetmek  kişilerarası motivasyonumuzun sosyal olarak olumlu yönde değişerek daha yardımsever, daha az kindar ve çekingen olmamızdır (McCullough, 2000).

Affetmek – bağışlama bizi kıran insanlara karşı misilleme yapma ve yabancılaşma motivasyonumuzun azalması, uzlaşma motivasyonumuzun artmasıdır” (McCullough, Worthington ve Rachal, 1997).

İlginizi çekebilir: İntikam psikolojisi


Affetmek nedir? – Bağışlamanın gücü


2) Affetme çeşitleri

  1. Kişiler arası affedicilik
  2. Kendini affetmek
  3. Başkaları tarafından affedildiğinizi hissetmek
  4. Bir grubu affetmek (soykırım yapmış bir ırk, sosyal sınıf vb.)
  5. Cansız varlıkları affetmek (trafik kazasından sonra arabalara karşı öfkeli olmak gibi…)
  6. Sahte affedicilik
  7. Tanrı’yı bağışlama
    • Kimilerine göre Tanrı’yı affetmek söz konusu olamaz. Bu ancak yaratıcıya karşı olan öfkenin geçmesi olabilir.

İlginizi çekebilir: Kendini affetmek


Affetmek nedir? – Bağışlama konusunda kültürel farklar

Video Türklerin affetmek konusundaki farklılıklarına vurgu yapıyor.


3) Affetmek ne değildir?

Bağışlamak unutmak değildir.

  • Unutmuş olsanız affetmeniz söz konusu olmazdı zaten.
  • Affettikten sonrada unutmaya çalışmanız gerekmez.
  • Aynı şekilde araya zamanın girerek kalbinizin soğuması da değildir. Affetmek aktif olarak gerçekleşir.

Affetmek inkar değildir.

İncindiğiniz gerçeğini kabul etmeyerek yaşadıklarınızı küçümsemeniz değildir affetmek. Size verilen zararın farkında olarak iyileşme ve çözüm için adım atmanızdır.

Birey yaşadığı haksızlıkları kabul etmiyor olabilir. Savunma mekanizmaları ile bastırıyor olabilir. Öncelikle yaşadıklarının haksızlık olduğunu kabul etmesi gerekir. “Bana yaşatılan yanlıştı. Hala da yanlış.”

İnkar yolunu birçok zaman aile içi ihlallerde yaşarız.

Bağışlamak mazur görmek değildir.

Affetmek size yapılan haksızlıkları mazur gördüğünüz anlamına gelmez. Yapılan haksızlıklara bir bahane bulduğunuz, ya da gösterilen mazeretleri kabul ettiğiniz anlamına da gelmez.

Örnek. Eşi tarafından incitilen kadın kocasının yaptıklarına bahaneler bulur. “Aslında öyle yapmak istemezdi… Kasıtlı itmedi…”

Affetmek, bağışladığınızı söylemek değildir. Tek başınıza da affedebilirsiniz.

Sessiz bir şekilde de bağışlayabilirsiniz. Affetmek bir süreçtir. Affettiğiniz kişi olmadan da geçebilirsiniz farklı affetme aşamalarından.

Affetmek uzlaşma değildir.

Kendisini mağdur olarak gören kişi, affettiğinde uzlaşması gerektiğini düşünebilir. Bir araya gelmekten korkarak bağışlamaz.

Uzlaşmak nedir? Uzlaşmak tekrar bir araya gelmek, güveni yeniden bina etmektir. Oysaki size ihlalde bulunan kişiyle bir araya gelmeniz bazı durumlarda sizi tehlikeye sokar.

Affettiğiniz kişiyle  bir araya gelmeniz gerekmiyor affettikten sonra. Hayatınıza başka bir yön vermeye karar vermiş olabilirsiniz.

Özellikle çocukluk travmalarından sonra yetişkin çocuklar mazi için ebeveynlerini affedebilir. Ama onlarla yeniden ilişki kurmazlar. Zira kendilerine yapılan istismarı ebeveynlerinin torunlarına da yapmasından endişe duyarlar. Bu çok anlaşılabilir bir talep.

Affetmek her şeyin düzeldiği anlamına gelmez.

Affettiğiniz kişiye karşı tüm düşünce ve duygularınızın olumlu yönde değişmeyebilir. Bağışladıktan sonra da olayla ilgili negatif duygularınız devam edebilir. Affettikten sonrada ilişkinizle ilgili çalışmanız gerekebilir.

Affetmek sadece karşınızdakine değil kendinize de yaptığınız bir iyiliktir.

Başkasına bir hediye olarak verebileceğiniz gibi, kendi iyiliğiniz için de affedebilirsiniz. Bu şekilde yolunuza devam edebilmenin önünü açmış olursunuz.

Sahte affedicilik

Bireyin affettiğini söylemesi fakat sürekli hatırlatarak başa kakmasıdır sahte affedicilik.

Affetmek bir anda gerçekleşmez. Affetmek bir süreçtir. Affettikten sonra tutunmamız ve sürdürmemiz gerekir.


Kendini affetmek konulu söyleşi

4) Affetmek neden zordur?

Karar vermek

Partneriniz sizi aldatmış olabilir. Aileniz tarafından çocukken hayal kırıklığına uğratılmış olabilirsiniz. Ya da arkadaşlarınız güveninizi kaybetmiş olabilirler. Nihayetinde affedip affetmeme konusunda karar vermeniz gerekir.

Bir ihlale maruz kaldıktan sonra yoğun duygular içine girersiniz. Bu yoğun duygular bir süre sonra yerini karar vermenin zorluğuna bırakır. Yolunuza nasıl devam etmelisiniz? Güveninizi kıran, size ihlalde bulunan kişiyi affetmek mi? Uzlaşmak mı? Yolunuza başka yollardan devam etmek mi? Yoksa intikam almak mı?

Affederek şikayet ve yargılamalardan kurtularak yaralarınızı iyileştirebilirsiniz. Fakat bağışlamak pratikte oldukça zordur. Affetmek istediği halde bunu güç bulanlar çoktur.

Affetmek yapılması en zor erdemlerden biridir.

İntikam, kin ve nefret duyguları affetmeyi zorlaştırır.

İntikam alma ve kin duyguları bireye geçici bir mutluluk getirebilir. Fakat uzun vadede öç almak bireyin problemiyle daha uzun süre meşgul olmasına sebep olur. Kişi yaralarını iyileştirecek vakit bulamaz.

İntikam almaya çalışan birey çok daha fazla zarar görür. Hayatına devam edemez. Sürekli intikam düşüncesiyle kendisine yapılan ihlal daha da büyür. Unutulamaz hale gelir.

Af dilenilen konumda olmak güç kazandırır.

Bağışlamayan ve böylelikle af dilenilen konumda olan kişi ilişkide bir anlamda üstün konumdadır. Bu pozisyonunu değiştirmek istemeyebilir.

Lakin danışanlarımızda sıklıkla gördüğüm bir durum sürekli af dileyen kişilerin de bu rolde bir süre sonra bıkmış olmaları. Giderek haklıyken haksız konuma geçmeye başlayabilir bu statükoyu korumaya çalışan kişiler.

En çok karşılaştığım durumlar çift terapisi sürecinde aldatma sonrası yaşananlar. Aynı evin içinde uzlaşmış fakat affetmemiş eşin, diğerini sürekli suçlayarak güçlü konumda uzun süre kalması mümkün değil. Ya ayrılığı, ya barışmayı seçmesi gerekiyor.

Affedilmek genel de bir şarta bağlanır. Bir daha yapmama koşuluyla…

Bu güvenceyi her zaman alamayabiliriz. Karşımızdaki sözlü olarak ifade etse de, inandırıcı bulmayabiliriz.

İhlali gerçekleştiren kişinin kayıtsız kalması zorlaştırır bağışlamayı.

Kişinin duyarsız olması, hatasını kabul etmemesi, pişmanlık duymaması, mağduru suçlaması, özür dilememesi affetmeyi güçleştirir.

İntikam almaya çalışan adam iyileşebilecek olan yaralarını da açık tutar. – Francis Bacon

5) Hangi durumlarda affetmek daha kolaydır?

Sonuçların ağır olmaması 

Yapılan araştırmalara göre özellikle Batı dünyasında affetmenin önemli belirleyicilerindendir. Kişinin yaptığı ihlal aynı olabilir.

Alkollü bir sürücünün arabanıza çarptığını düşünün. Küçük bir çizik ise, affetmeniz kolay olabilir. Ama araçta bulunan çocuğunuzun ölümüyle sonuçlanmışsa kaza bunu affetmeniz daha güç olur. Oysaki yapılan ihlal aynıdır.

İhlalin küçük olması.

Sokaktan geçen birinin size çarpması ile, sizi dolandırması arasındaki büyük fark vardır.

Niyet

Bireyin bunu kasıtlı ya da istemeden yapmış olması özellikle Türk toplumunda insanların bağışlamaya karar vermesinde önemli bir etkendir.

İhlalin gerçekleştiği koşullar

Fakirlikten çalan bir bireyle, zevk için çalan biri aynı şekilde değerlendirilmez.

Özür dilenilmiş olması.

Failin özür dilemesi, pişmanlık duyması affetme ihtimalini artırır.

Özür dilemek verilen hasarı kabul de etmektir aynı zamanda. Bireyin bir nebze olsun sorumluluk aldığına işaret eder.

Failin yakın olması

Yakın ilişkide olduğumuz bireyleri kaybetmek istemeyiz. Birçok yaşanmışlık vardır. Geriye dönüp baktığımızda kimi zamanlar kendimizin de haksızlık yapmış olduğunu ve affedilmiş olduğumuzu hatırlayabiliriz. Bu nedenle onları affetme motivasyonumuz artabilir.

Fakat kimi zaman yakınlarımız tarafından zarara uğratılmak bizi daha da fazla üzer ve affetmemizi daha da güçleştirir.

İlişkiden karşı taraf kadar yararlandığımızı düşünmek

Kişi ilişkiye olan katkısı kadar kendisi de aldığını düşünüyorsa affetmesi daha kolay oluyor. İlişkide hep veren tarafın kendisi olduğunu düşünüyorsa bu daha zor oluyor.

Sıklıkla çocukluklarını ihmal etmiş ebeveynler ileri yaşlarında yardıma ihtiyaç duyduklarında çocuklarına ulaşmaya çalışırlar. Bu çocukların affetme motivasyonu daha düşük olur.

6) Kimler için affetmek daha kolaydır?

Karakter özellikleri

Affedici bir birey olma, deneyime açıklık, sorumluluk özellikleri olanlar daha kolay affeder.

Duygusal olarak daha istikrarlı ve haline şükreden bireyler için affetmek daha kolaydır.

Yaş ve affedicilik

Gençler daha çok intikam almak ister ve daha az affedicidir. Yaşlılar ise daha bağışlayıcıdır.

Cinsiyet ve affedicilik

  • Kadınlar daha çok romantik ilişkilerinde ihlale uğrayarak affetmekte güçlük yaşarlar. Erkekler ise daha ziyade iş ilişkilerinde ihlallerle karşılaşırlar.
  • Kadınlar ihlallerde daha uzun süre acı çeker.
  • Erkekler kendilerini daha hızlı affeder.
  • Kişilerarası ilişkide kadınların daha affedici olduğunu gösteren çalışmalar olmuştur. Fakat daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
  • Kadınların başkalarını daha kolay affetmesinin arkasında kültürel nedenlerin olduğu iddia edilmektedir.
  • Kadınlar daha ilişki odaklıdır. Erkekler ise adaletin korunmasını ön plana çıkarır.

Din ve affedicilik

  • Dindar bireyler daha affedicidir.
  • Farklı dinlere mensup bireylerle yapılan çalışmalar bunu ortaya koymuştur.
  • Din bireyi affetmeye motive eder. Dini topluluklar bireyin yaşadığı ihlallerle baş etmesi sürecinde destek olurlar.
  • İnsanlara örnek olan önemli dini figürler affedici oluşlarıyla insanları affetmeye teşvik ederler.

Kültür ve affedicilik

  • Kimi kültürlerde kendini affetmek geri planda kalır. Hatta kendini affetmek terimi tuhaf bile karşılanabilir.
  • Toplumun huzuru için başkalarını affetmek esastır. Bireyin kendi sağlığı arka planda kalır.
  • Küçüğün büyüğü affetmesi tuhaf karşılanabilir.
  • Affetme ritüelleri düzenlenebilir kimi toplumlarda.

Zayıflar hiçbir zaman affedemez. Affetmek güçlülere mahsustur. – Mahatma Gandhi

7) İnsanları affetmek bize neler kazandırır?

Affetmek – Fiziksel sağlımız

  • Affetmeyen kişi kin, nefret ve intikam duyguları nedeniyle stres yaşar. Stres kalp sağlığı başta olmak üzere vücut için zararlıdır.
  • Stres bağışıklık sistemine etki ederek birçok sağlık problemine davetiye çıkarır.

Affetmek – Ruhsal sağlımız

  • Affetmeyen bireylerin yaraları açık kalır. Hayatta ilerlemeleri güç olur.
  • Başkalarını affetmek depresyon ve kaygı ile negatif ilişkilidir.
  • Affetmeyen insanlar öfke, nefret ve intikam duyguları beslerler.

Affetmek – Sosyal ilişkiler

Affetmemek uzlaşmayı da engeller. Bu şekilde bize destek olabilecek bireyleri kaybedebiliriz.

  • Bağışlama ilişkinin kalitesini artırır.
  • Affetmek ilişkinin ömrünü uzatır.
  • Toplumda harmoni sağlar.

Erdem bir kötülüğü yapmamak değil, yapılmış kötülüğü bağışlamaktır. – M. T. Cicero

8) Affetmek zorunda mıyım? – Hangi durumlarda bağışlamamalısınız?

Son yıllarda giderek bağışlamanın olumlu etkilerine vurgu yapan bilimsel çalışmalar gösterilerek bağışlamamız öneriliyor. Karşılaştığımız yayınlar bize bağışlamayı her derde deva bir krem gibi sunuyorlar.

Bağışlamamanın ruh sağlığını olumsuz etkileyerek depresyon ve kaygı bozukluklarına davetiye çıkarabileceği öne sürülüyor. Ayrıca kin ve öfke duygularına sarılarak stres düzeyimizi artırabileceğimiz iddia ediliyor. Artan stres bağışıklık sistemini etkileyerek birçok sağlık probleminin yaşanmasına sebep olabilir. Bu rahatsızlıklar arasında kalpten tutun da kansere kadar birçok hastalık sıralanıyor. Peki ya bağışlamanın zararları yok mu?

Erken gelen affedicilik zararlı olabilir.

  • Birey bağışladıktan sonra uzlaşma yoluna da gitmiş olabilir. Affettiğini sanabilir. Oysaki kendisini daha da yaralamış ve travmasını derinleştirmiş olabilir.
  • Erken gelen affedicilik bir süre sonra negatif duyguların yüzeye çıkmasına sebep olabilir. Affetmek bir anda olabildiği gibi uzun bir süreci de gerektirebilir. Negatif duygular çatışmaya sebep olur.

Toplumun affetme baskısı çoğunlukla uzlaşma baskısıdır.

Toplum ayrılığı düşünen çiftleri bir arada tutmaya çalışır. Böylelikle görünürde uzlaşan çift aslında birbirini affetmemiştir. Duygusal olarak taşıdıkları negatif duygular çatışmaya dönüşebilir.

Affedicilik konusunda objektif olmamız çok güç.

Hayatımızla ilgili verdiğimiz diğer önemli kararlarda olduğu gibi bağışlamak da hem duygusal hem de bilişsel bir süreç. Sahip olduğumuz ilişkiye verdiğimiz değer ve ihlalin yeniden gerçekleşme ihtimali gibi birçok konuyu göz önünde bulundurmamız gerekiyor.

İnsanların yaşamış olduğu acılarla yüzleşmeliyiz.

Bağışlayarak geleceğe odaklanmamız gerektiği gibi iddialar insanların geçmişte ne kadar acı çektiğiyle yüzleşmekten bizi alıkoymamalı.

Ayrıca kişilerin ve grupların yaşadığı travmalara akıllıca teoriler geliştirmemize de mani olmamalı.

Bağışlamamak utanç yaratmamalı.

Bağışlamayı toplum olarak sürekli ön plana çıkardığımızdan, bağışlayamayan insanlar sanki kötü bir şey yapıyorlarmış gibi hissedebilirler kendilerini.

Utanç duygusu özellikle eşleri tarafından kötü muameleye tabii tutulmuş kadınlara yaşatılır. Sorumlu bir anne olarak eşlerini bağışlamaları ahlaki bir görevmiş gibi kendilerine dayatılır.

Oysaki toplumun bağışlama baskısı büyük ölçüde uzlaşma baskısıdır. İlişkiye devam etmeleri beklenir. İç dünyalarında yaşadıkları önemsenmez.

Bağışlamanın da bir zamanı var.

  • Yaşanılan bir ihlal, haksızlık ya da aldatılmadan sonra insanlar kızgınlık, öfke gibi doğal tepkiler sergileyebilir. Bireyin ilk tepkilerinden birinin bağışlama olmasını beklemek oldukça gerçek dışı. Bir çok insan bağışlamak için vakte ihtiyaç duyar.
  • Kişinin bağışlama sürecini kendisine uygun olan zamana bırakması onları daha da güçlü kılabilir.

Danışanlarımıza bağışlamalarını salık verirken dikkatli olmalıyız.

Bir çok danışanımız ilk seanslarda bize tam olarak güvenmediğinden, yaşadıklarını tüm boyutlarıyla anlatmazlar. Özellikle ilişki terapilerinde biz çiftin uzlaşması konusunda başlangıçta daha iyimser olabiliriz. Oysaki yaşananlara daha fazla vakıf olduğumuz ileriki seanslarda bu iyimserliğimiz azalabilir.

İlk seanslarda bağışlama konusunda ısrarcı olmak, danışanı şöyle bir düşünceye sevk edebilir. Sen benim neler yaşadığımı bilsen, bağışlamamı teklif dahi etmezdin. Ya da danışanlarımız onların acılarını yeterince anlamadığımızı ve hafife aldığımızı düşünebilirler.

Yaranın henüz sıcak olduğu dönemlerde danışanlarımızı bağışlayıcı olmaya teşvik edersek bunun onları uzlaşmaya götürme tehlikesi de doğabilir. Bağışlamak bireyin negatif duygularının azalarak, pozitif duygularının çoğalması anlamına gelir. Uzlaşmak ise tekrar güvenin bina edilerek iletişim ve paylaşım kanallarının açılmasıdır.

Bize eziyet veren kişiyi bağışlasak bile uzak durmamız daha sağlıklı olabilir tehlikenin devam ettiği durumlarda. Bağışlama ile uzlaşmayı duyguların yoğun olduğu dönemde birbirinden ayırt etmek oldukça güçtür.

Bağışlamamanın da yararları bulunur.

Öfke büyük bir enerji de sağlayabilir. Kişiyi kendi ayakları üzerinde durmak için harekete geçirebilir. Bu enerji ile depresyondan çıkarabilir ve değişmeleri için motive olabilirler.

Bağışlamamak ileride incinmelerini engelleyebilir insanların.

Erken gelen bağışlama kişinin kendine olan güvenini sarsabilir.

Kimse başkalarını bağışlamak için baskı altında hissetmemeli kendisini. Aslında güçlü karakter özelliklerinden olan affedicilik erken ve tam olarak sindirilemeden gelirse, kişi kendisine olan saygısını da yitirebilir.

Bağışlanan kişinin tutumu çok önemli.

Bireyin bağışlamaya karar vermesi kadar, bağışlanan kişinin davranışlarını değiştirmeye karar vermiş olması da önemli. Çünkü biliyoruz ki ihlali gerçekleştirenler her zaman yaptıklarının sorumluluğunu almazlar. Ya da yaptıkları fenalıkların yarattığı olumsuz etkileri küçümserler.

Eğer kişi özür dileyerek davranışlarını değiştirmişse, bağışlayan kişinin kendine olan saygısı artabilir. Fakat yanlış tutum sürüyorsa, bağışlayan kişi kendisini kötü hisseder.

Öfkenin kendi doğalında yavaşça kaybolmasını engellemek zararlı bir bastırmaya itebilir.

Öfke ya da intikam alma duygusu bastırılırsa içselleştirilebilir. Bastırılmış öfke de pasif saldırganlığa, depresyona, ilişki problemlerine ve birçok psikosomatik rahatsızlığa sebep olabilir. İleride ortaya çıkabilecek tartışmalarda çok acı bir şekilde ortaya çıkabilir.

İhlalde bulunan kişilerle yüzleşmenizin faydaları olabilir.

Bağışlamak yerine size karşı haksızlıkta bulunmuş kişilerle yüzleşmeniz sadece sizin kendinizi iyi hissetmenizi sağlamaz. Zorbalığın, istismarın ve ayrımcılıkların azalmasına da katkıları bulunabilir.

Dünyada birçok haksızlık karşılarında hiç kimse durmadığı için devam ediyor. Zorbalığa karşı durmak toplumsal değişimi tetikleyebilir.

Kim kimin affetmesi gerektiğini düşünüyor.

Bu çok bilindik bir şey gibi gelebilir. Ama çoğunlukla yaşanan problem tam olarak da buradan kaynaklanır. Bağışlanmayı öneren kişilerin bundan duygusal ya da maddi çıkarları olmamalı. Eğer çıkar ilişkileri varsa affetme konusunda dikkatli olunmalı.

Bir grubu toplu olarak affetmek için önce eziyet durmuş olmalı.

Bağışlamayı sadece bir kişinin diğerini affetmesi olarak göremeyiz. Bu toplumların maruz kaldığı eziyetleri küçümsemek olur. Birçok grup atalarının çektiği acıların etrafında toplanırlar. Birlikte değişim için güç bulurlar.

Topluluk olarak marjinalleşmiş bir grubun diğer bir topluluğu affettiği durumları hatırlayalım. Bunların bir çoğunda örneğin; siyahilerin yaşadıkları, Afrika’da iç savaşlar gibi, görmüş oldukları eziyetler devam etmektedir. Zorbalığın ortasında bağışlama nasıl mümkün olabilir?

9) Affetmenin yolları – Affetmek için neler yapabilirim

Yazma tekniği

Güzel bir egzersiz olarak yazı yazmanız önerilebilir. İçinizden gelenleri olduğunu gibi yazdıktan sonra sizi yaralayan kişiye bu notlarınızı hiç göstermeyebilirsiniz.

İçinizden geçen duyguları yazdıktan sonra okuyarak tekrar farklı cümlelerle duygularınızı yazabilirsiniz. Her yazışınızda zihninizin daha da berraklaştığını, daha kısa yazdığınızı görürsünüz.

Yine başka uygulanan bir teknik de baskın olmayan elinizi (sağ elinizle yazıyorsanız sol elinizi) kullanarak içinizden geçenleri yazmanızdır. Bu şekilde beyninizin diğer lobunu kullanmış olursunuz.

10) Kendini affettirme

Yapılan çalışmalar ihlali gerçekleştiren kişinin tavırlarının affedilme ihtimallerini etkilediğini göstermiştir. İşte affedilme ihtimalinizi artırabilecek olan davranışlar.

Hatalarınızla yüzleşin, sorumluluk alın.

İhlalde bulunan birçok kimse bu durumla yüzleşmeyerek özür dilemez. Öncelikle kendiniz kabullenmelisiniz yanlış yaptığınızı.

Af dileyen insan içten içe özürlük bir durumda olmadığını düşünebilir. Sadece uzlaşmak ve ilişkiyi eskisine döndürmek istiyor olabilirler. Karşı tarafın boş şeyleri kafalarına taktığını düşünüyor olabilirler. Ama bu konuda ısrar etmeyerek, ne yapıp yapıp barışmalıyız diye düşünürler. Özür dilerken genellikle “her ne yaptıysam affet” gibi bir cümle kurarlar. Ya da özürlerinin içinde birçok “ama” olur. “Özür dilerim yaptıklarım için ama sen de insanı gerçekten çığrından çıkarıyorsun…” Bu tutumla başarılı olmak oldukça güçtür.

Pişmanlık gösterin.

İhlalde sonra takınacağınız tutum affedilebilme ihtimalinizi büyük ölçüde etkiler. Umurunuzda değilmiş gibi davranmanız yanlış olur.

İyilik ve şefkat gösterin.

Yaptığınız hatalı davranışı telafi etmek için olumlu davranışlarınızın sayısını artırabilirsiniz.

Zaman verin.

Kimileri bir ihlalden sonra çabucak eski ilişki kalitelerine dönmek isterler. Sürekli af dilemeniz o kişiyi daha da uzaklaştırabilir. Bu yüzden zaman vermek daha faydalı olabilir. Bireyin öfkesinde zamanla azalma olabilir.

Uzun bir konuşma yapın.

İhlalde bulunan birçok kişi bu konu hakkında konuşmaktan kaçınır. Örneğin, aldatan eşler konunun açılmasına bile çoğu zaman müsaade etmezler. “Oldu bitti. Neden her şeyi bilmek istiyorsun? Sana ne faydası olacak? Kapat artık bu konuyu…” Oysaki aldatılan eş yaşadıklarına anlam vermeye çalışmaktadır. Bu süreçte yanlarında olmanız gerekir.

Konuşmak yerine yazmayı da deneyebilirsiniz eğer bu şekilde kendinizi daha iyi ifade edebileceğinizi düşünüyorsanız.

Yüksek sesle yapılan tartışmaların sonucunda affedebilme ihtimaliniz oldukça düşüktür. O yüzden mümkün olduğunca sakin kalmaya çalışın.

İçtenlikle sorun.

Sırf hoş olmayan bir durumdan kurtulmak için özür dilemeyin. İçten olun.

Başkalarından arabulucu olmalarını isteyebilirsiniz.

Objektif bir bakış açısı getirebilir diğer insanlar. Fakat bu konuda da ısrarcı olmamak gerekir. İşleri daha da komplike hale getirebilir başkalarının müdahaleleri.

11) Affedicilik odaklı terapiler

Affetmenin sosyal ilişkilerimize, fiziksel ve ruh sağlımıza olan olumlu etkilerinden faydalanabilmek için farklı affedicilik odaklı terapiler geliştirilmiştir. Bu terapi modellerinin etkinlikleri farklı danışan gruplarıyla kanıtlanmıştır.

Affedicilik konusuna ruh sağlığı perspektifinden bakan araştırmaların sayısı oldukça sınırlıdır. Hemen hemen her konuda görüşler öne süren Freud ve Adler gibi kuramcılar affedicilik konusunda sessiz kalmışlardır. Oysaki psikoterapiye başvuran birçok danışanımız haksızlığa uğramıştır. Ya da uğradığına inanmaktadır.

Affedicilik odaklı terapilerde bireye bağışlama empoze edilmez. İncinmişliklerinin üstesinden gelebilmek için birlikte affetme seçeneği gözden geçirilir. Bunu kabul eden danışanlarınızla affedicilik aşamalarından geçebilirsiniz.

Affetme aşamaları

Enright ve Worthington’ın ortaya koydukları affedicilik süreçlerinde danışanlar farklı aşamalardan geçerler.

  • Farkındalık. Ortaya çıkarma evresi. Öncelikle danışanın yaralandığını kabul etmesi gerekir. Burada devreye savunma mekanizmaları girmiş ve danışanı yaşamış olduklarıyla yüzleşmekten alıkoymuş olabilir.
  • Karar. Farkındalık kazanan danışanın, affetmenin ne olduğunu kavradıktan sonra bilinçli bir şekilde affetmeye karar vermesi gerekir.
  • Çalışma evresi. Kabahatli bireyin hatasından öte bir insan olduğu ortaya konarak, empati [eşduyum] ve merhamet duyguları pekiştirilir. Bilişsel teknikler kullanılarak danışan duygusal affetmeye hazırlanır.
  • Derinleşme evresi. Kabahatli kişiye ve kendine karşı farkındalık geliştirmiş olan danışan daha farklı düşüncelerle yeni yaşam anlamları kazanır.

12) Affetmekle ilgili sözler

Düşmanına zarar vermek; seni ondan daha küçük yapar. İntikam almak; onunla aynı düzeye getirir. Affetmek; ondan üstün yapar. – Benjamin Franklin

Attığınız tokata karşılık vermeyen kişiden sakının. O hem sizi bağışlamaz. Hem de kendinizi bağışlamanıza olanak bırakmaz. – Bernard Shaw

İnsan sevdiği müddetçe affeder. – François de La Rochefaucauld

Dal rüzgarı affetmiştir; ama kırılmıştır bir kere. – Nazım Hikmet Ran


Affedicilikle ilgili sizden gelen sorular & cevaplar

Babaya kinin sebebi ne olabilir?

Kişiye sormadan tahmin edilebilir olduğunu düşünmüyorum.

Danışanım hayatındaki önemli bir kişiyi bir türlü affetmiyor?

Danışanlarımız hayatlarının uzmanı. Affedicilik çalışma yalnızca teklif edilebiliriz. Karar onların.

Affetmek için unutmak şart mı?

Bir şeyi unutabiliyorsanız zaten sizin için çok önemli bir şey de değildir. Neyin önemli olduğu elbette özneldir büyük ölçüde. Şöyle düşünün. Biri size yolda yanlışlıkla çarpıp, fazla incitmemiş olsun. Dönüp size; “ne olursun beni affet” dese biraz abartmış olur. Böylesi gün içinde bile unutabileceğiniz bir mesele için affedicilikte söz konusu değildir.

Maşuk’la aşık ayrılmış, ama maşuk hala affedici değil ve öfkeliyse, bu ne anlama gelir?

Psikolojide belki de en temel gerçek acı yas. Yası yalnızca biri ölünce yaşamıyoruz. İlişki kaybı, uzuv kaybı, sağlığın kaybı, geçliğin kaybı… Kaybetmek üzere geliyoruz zaten dünyaya. En temel duygularımızdan biri yas tutmak.

Yas sürecinde öfke, üzüntü, kendine güven kaybı… birçok duygu yaşanıyor.

Bu sürecin peki uzunluğunun makul süreci nedir? Bu konuda çeşitli önermeler var. Tanı teşhisleri kitapları kendince ölüm sonrası altı aydan uzun süren acıya uygun bir teşhis de koyuyor…

Elbette görece bir durum. Ayrılık öncesi ilişkinin uzunluğu, yoğunluğu, bireyin kişisel baş etme kaynakları, kişiliği, yaşanılan ihlalin büyüklüğü, şekli, aktuel yaşam koşulları, karar vermek…

Psikoterapi sürecinde yapılabilecek olan psikoterapi etkinlikleri nelerdir?

Etkinliklerden ziyade modellerimiz var. Enright ve Worthington’ın. Farklı aşamalardan geçerek danışana yardımcı olabileceğimiz bir affedicilik modeli sunuyorlar.

Şu etkinlik de belki faydalı olabilir: Terapi sürecinde yas etkinliği

Söylenildiği gibi herkesi affederek hafifleyebilir miyiz? Affetmeyi haketmeyen birine bile mi?

Affediciliğin genel olarak fiziksel ve psikolojik sağlığa iyi geldiğine dair bilimsel çalışmalar var. Psikolojideki bu tarz korralasyonel çalışmalar genele, ortalamaya bakar. Uç örneklere değil.

Erken gelen affedicilik, hazır olmadan önce gelen affedicilik de sağlıklı olmayabilir.

Karşı tarafın pişmanlık, özür dileme, tutum değişikliği gibi tavırları affediciliği kolaylaştırabilir. Ama affedilen kişi ile tüm kontak kesilmiş, ya da bu kişi hayatta da olmayabilir. Pişman da olmayabilir. Karşı tarafın tutumu kolaylaştırsa, zorlaştırsa da, tek faktör değildir.

Affedicilik genellikle bir seferde de gerçekleşmez. Kişi affeder, bir süre sonra öfkesi geri de gelebilir. Bu bir süreç olarak kabul edilir bu nedenle.

Affetmek yaraları tamir eder mi?

Yaradan kastınızın ne olduğuna bağlı…

Affetme ile fiziksel (kalp sağlığı vb.) ve psikolojik sağlık (düşük depresyon, düşük kaygı…) ile ilişkilendiriliyor. Yani ortalama olarak affeden bireylerin daha iyi bir fiziksel ve psikolojik sağlık düzeylerinin olması daha muhtemel.

Kastınız affetmek uzlaşmayı hızlandırıyor mu ise de, evet. Yapılan çalışmalar affedicilik sonrası uzlaşmanın daha kolay gerçekleştiğini gösteriyor.

Birisi bizi zor zamanımızda bırakıp gitmişse, sonra affetsek bile bunun bize artısı nedir?

Kendimizi kin, öfke ve nefret ile meşgul etmemek en başta. Bunlarla enerji kaybetmemek. Daha sonrasında da bunun getirisi olabilecek olan fiziksel ve psikolojik iyilik hali.

Asla affedemem dediğimiz insanların olmasının bizde ne gibi psikolojik etkileri olur?

Travma olarak bakarsak, travmanın psikolojik ve fizyolojik zararları malum. Kişi psikolojik sağlamlık da geliştirebilir. Travma sonrası gelişim de yaşayabilir.

Affetmenin pozitif sonuçlara vesile olmasının daha kolay da olacağını düşünsem, en azından ben engel olacağına dair bilimsel bulgulara rastlamadım.

Kırılma ve kızgınlık. Karşı taraf hatasını görmüyorsa nasıl affediciliğe dönebilir?

Karşı tarafın af dilemesi, tutum değiştirmesi, accountability (yaptığının sorumluluğunu kabul etmesi ve alması)… Birçok faktör affetmeyi kolaylaştırıyor.

Ama bu bazen söz konusu olmuyor. Affedilmesi söz konusu olan kişi hapiste de olabilir, vefat etmiş de olabilir.

Affetmek zihni nasıl özgürleştirir?

Zihin özgürleşmesinden kasıt nedir? Öfke, nefret gibi duygulara engel olamamak ise evet. Zihni çok meşgul ediyor da, zihinden bu konunun meşguliyeti azalacak mı sorusu ise, evet affetmek bunlarla doğru orantılı.

Bir insanı ne zaman affederiz?

Kendimiz ve şartlar olgunlaşınca bu konuda affetmek daha doğru olabilir. Erken gelen affedicilik, uzlaşmaya götürerek birey için sakıncalı da olabiliyor.

Bilimsel çalışmalarda ortalama bir affetme sürecine rastlamadım. Ölçülebilir bir şey mi bundan da emin değilim. Korralasyonel bir çalışma yapılabilir mi yani? İhlaller çok farklı boyut ve koşullarda meydana geliyor. Genelleme zor olacaktır.

Deneysel bir çalışma zaten absürd olacaktır.

Nasıl affedebilirim?

Affetmeyi nelerin kolaylaştırabileceğine dair korralasyonel çalışmalarımız var. Bunların bazıları kendi elimizde, bazıları durumsal, bazıları karşı tarafın tutumu ile ilgili. Kontrol şansımız kısıtlı bu faktörlerle ilgili. Affetmenin aşamaları ile ilgili modellerimiz var. Genel olarak insanlar hangi rotayı takip ediyor biliyoruz. Ama çok bireysel olacağı da ortada.


Affetmek nedir? – Yazıda kullanılan kaynaklar

Aydın, F. T. (2017). Forgiveness concept in psychology: A literature review [Psikolojide affedicilik kavramı]. The Journal of Happiness & Well-Being. 5(1). 1-12.

* Alan yayınları incelediğimizde İngilizce’deki ‘forgiveness’ teriminin farklı yazarlar tarafından ‘affetmek’ ya da ‘bağışlamak’ olarak çevrildiğini görüyoruz. Bu nedenle eş anlamlı olarak kullandım.

Affetmek nedir, Bağışlama adlı bu yazıya eklemek istedikleriniz varsa lütfen paylaşın.

About adminsinn

Bunları da İnceleyebilirsiniz

Çocuklarla farkındalık nefes çubuğu etkinliği

Son yıllarda bilişsel davranış terapi, pozitif psikoloji gibi alanlarda başta olmak üzere farkındalık (mindfulness) üzerine …