Otizm nedir, Otizm belirtileri nelerdir?

1) Otizm nedir? – Otizm ne demek 

Otizm nörogelişimsel hastalıklar arasında en sık görülenidir. Doğuştan ortaya çıkan otizmin belirtileri ilk birkaç yıl içinde kendisini göstermeye başlar.

Otizm spektrum bozukluğu ve otizm kompleks beyin gelişimi hastalıklarıdır. Sosyal ilişkilerde, sözlü ve sözsüz iletişimde ve tekrarlayan davranışlarda kendini gösterir.

Otizm milyonlarca hikayeyi anlatmaya çalışan bir kelimedir. – Stuart Duncan

Otizm hayat boyu süren, gelişimsel bir hastalıktır. Bireyin başkalarıyla ve çevresindeki dünya ile iletişim kurma şeklini etkiler.

Asperger sendromu otizmin bir alt türüdür.

2) Otizm nedir – Otizm görülme sıklığı nedir?

2018 (CDC) raporuna göre  her 59 çocuktan birinde otizm görülüyor. Veri ABD’de 2014 yılında 325,428 çocukla yapılan bir taramaya ait.

  • 37 erkek çocuğundan birinde
  • 151 kız çocuğundan birinde

Erkek çocuklarında görülme oranı kız çocuklarının dört katı.

Farklı kaynaklarda farklı oranlara rastlamanız çok doğal, çünkü her sene veriler değişiyor. Ulaştığınız kaynaktaki bilgi güncel olmayabilir.

3) Otizm görülme sıklığı artıyor mu?

ABD’de yıllar içinde değişen CDC raporları şöyle;

  • 2000 yılında – 150 çocukta 1’i
  • 2012 yılında – 68 çocukta 1’i
  • 2014 yılında – 59 çocukta 1’i

4) Otizm görülme sıklığı neden artıyor?

Artan otizm oranlarında teşhis kriterlerinin değişmesi, toplumun daha çok biliçlendirilmesi ve daha iyi test imkianlarının rol oynuyor. En fazla etkinin daha fazla çocuğun tanı imkanına kavuşması olduğu iddia ediliyor.

Teşhis imkanları dezavantajlı gruplara da yayılıyor. 2006 yılında ABD’de beyaz çocuklar siyahilerden %30, İspanyol kökenlilerden %70 daha fazla tanı alıyordu. Aradaki böylesi bir faktör ancak diğer gruplarda teşhisin ihmal edilmesi ile açıklanabilir. Değişik topluluklar arasındaki fark son yıllarda azalıyor. Şu anda ABD’de yaşayan beyazlar arasında yaygınlığı siyahilere göre %7. Beyazlarla, İspanyol kökenliler arasındaki fark ise %22’ye geriledi. Bu veriler teşhis imkanlarının daha dezavantajlı gruplara yayılması ile otizm oranlarının arttığını gösteriyor.

  • Otizm hastalığının tanımı değişti.
  • Artık daha çok çocuğa tanı ve tedavi imkanları ulaşıyor.
  • Toplumda otizm bilinci arttı. Eğitimciler, aileler, doktorlar artık daha erken çocuklardaki davranışları tespit ederek teşhis koyuyorlar. Daha çok birey uzmanlara başvurarak teşhis alıyor.

Peki tüm yukarıda sayılan faktörler dışında da acaba daha mı fazla otizmli çocuk dünyaya geliyor. Kimileri de bu kanıda. Sorumlu olarak da yaşam değişikliklerinin radyasyon, yapay beslenme…), sezeryan doğumların artması… gibi nedenlerin etkili olduğunu iddia ediyorlar.

Otizm bir seçenek değildir. Kabullenmek bir seçenektir.

5) Halen otizmde teşhis konusunda çok geç kalıyoruz.

Birçok çocuğa teşhis dört yaşından sonra konuluyor. ABD’de ortalama 4,5 yaşında çocuklar tanı alıyor. Oysaki güvenilir bir şekilde otizm teşhisi iki yaşından itibaren konulabilir. Göz hareketlerini takip eden metodlarla on aylığa kadar tanının erkene alınabileceğini iddia eden deneysel çalışmalar da bulunuyor.

Azınlıklar, mülteciler gibi risk gruplarında olan çocuklar daha geç teşhis oluyorlar. Teşhis alacak imkana hiç kavuşmama ihtimalleri de daha yüksek. Yine de bu konuda sevindirici gelişmeler var diyebiliriz. Otizm teşhis imkanları hızlı bir şekilde dezavantajlı gruplara yayılıyor. Fakat ortalama teşhis yaşı uzun yıllardır aynı düzeylerde.

İki yaşındaki çocukların teşhis imkanlarına ulaşmasını kolaylaştırmak gerekiyor. 

Benzer şekilde sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olan çocukların teşhis alma ihtimali daha yüksek. Düşük sosyo-ekonomik düzeye sahip ailelerin teşhis imkanlarına erişiminde halen açıklık bulunuyor.

Tanı, teşhis konulan merkezlere daha yakın yaşayan çocukların tanı alma ihtimalleri de daha yüksek. Bu da coğrafi eşitsizliğe işaret ediyor.

Tıbbi tespit yöntemleri geliştirilmiş değil.

Örneğin; kan testi gibi yöntemlerle otizm teşhisi henüz konulamıyor. Teşhisler gözlemlere dayanıyor büyük ölçüde.

6) Otizmin nedenleri nelerdir?

Kısa bir süre önce otizmin nedenleri nelerdir diye sorulmuş olsa bu sorunun cevabı “hiçbir fikrimiz yok” olurdu. Şu anki araştırmaların sonucu otizmin nedenlerinin çeşitli olduğunu gösteriyor. Yani otizmin spesifik bir nedeni bulunamamıştır.

– Otizm genetik mi?

Otizmin nedenleri olduğu düşünülen genler şunlardır; serotonin reseptörü, GABA reseptörü ve SSSni kontrol eden HOX genleri.

İkiz ve aile çalışmaları genetik faktörlerin varlığını göstermiştir. Tek yumurta ikizlerde görülme sıklığı, çift yumurta ikizlere kıyasla daha yüksektir. İkizlerde görülme riski normal kardeşlere göre daha yüksektir. Bu genetik yatkınlığa işaret etmektedir.

  • Tek yumurta ikizlerden birinde otizm varsa, diğer tek yumurta ikizin de aynı durumda olma ihtimali %77‘dir.
  • Çift yumurta ikizlerden birinde otizm varsa, diğer çift yumurta ikizinde görülme ihtimali %31‘dir.
  • Normal kardeşlerden birinde otizm varsa, diğer kardeşte görülme ihtimali %20‘dir.

Bu rakamlar genetiğin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Fakat genetiğin otizmin tamamını açıklamadığını da görüyoruz

– Otizmin gelişmesinde etkili olan çevresel nedenler

  • Anne ve babanın yaşının ileri olması. Annenin 35 yaş üstü, babanın 40 yaş üstü olması
  • Annenin doğum sırasında geçirdiği hastalıklar
  • Doğum sırasında oksijen alınamaması gibi komplikasyonlar
  • Sezeryan doğumlarda da daha fazla otizmli çocuğun dünyaya geldiği iddia ediliyor.

– Otizmin nedenlerinden biri kötü ebeveynlik midir? 

Yapılan bilimsel çalışmalarda ailenin çocuğa karşı anormal ebeveynlikte bulunmasının otizme sebep olduğuna dair bulguya rastlanmamıştır. Anne ve babaların bunun bilincinde olması ve kendilerini suçlamamaları gerekir.

– Otizmle ilgili o meşhur iddia… Aşılar

Uzun yıllardır ruh sağlığı alanında çalışıyorsanız siz de bu eski söylentilerden bıkmış usanmış olabilirsiniz. Heralde o defter çoktan rafa kaldırılmıştır diye düşünüyor da olabilirsiniz. Bir daha düşünün.

Otizmle aşılar arasında ilişki bulunduğuna dair eski bir araştırma buunuyordu. Araştırma 1998’e dayanıyor. Tam olarak aşının içindeki aluminum adjuvants ve sonrasında iddia edilen Gardasil. Tekrar tekrar yeni araştırmalar aşılar ve çocuklarda davranış değişliği arasında ilişki olmadığını gösteriyor çalışmalarda. Dünya Sağlık Örgütü 2011’de yapılan araştırmalara referans verip 98’deki araştırmanın yeterince bilimsel ve objektif olmadığını duyurdu. Uzun süre bu konuda geri adım atılsa da, 2015’te özellikle patlayan aşı karşıklığı ile yeniden gündeme geldi. O yıllarda çocuğu otizmli doğan bazı Amerikan starları da aşıyı medyada suçlayarak gündemde kalmasını sağladılar.

Halen Batı’da hızla artan ilaç ve aşı karşıtları ile eski iddialar yalnızca sürmüyor giderek daha da kızışıyor. Sosyal medyada bu söylentiler daha da hızlı yayılıyor. Modernizmle dine ve kurulu düzenlere güvenini kaybedip bilime yönelen başta Batı insanı, post-modernizm ve hakikat sonrası çağda bilim karşıtlığına da yöneliyor. Ellerindeki büyük verilerden biri artan otizm oranları. Aşıların yaygınlaşması ve otizm oranlarının artışını kıyaslıyorlar ve direkt bağlantılı olduğunu iddia ediyorlar. Uzmanlar otizmlı çocuk sayısının artamadığını, otizmli çocuklara teşhis koyabilme imkanlarının arttığı konusunda iddialı.

Uzmanların iddiasına göre aşı karşıtlığı henüz kritik seviyelere ulaşmış değil. Zira çocukların çoğunun aşılı olduğu ortamda, aşılı olmayan çocuk da korunmuş oluyor. Ama aşı karşıtlığı trendi devam ederse oluşabilecek sonuçlar endişe verici.

Tanrı inancının %50’lere kadar gerilemiş olduğu Batı’da yeni çağ dinleri, şamanizm ve şifacıların hızla yayılışını görüyorum. Sonuçta ilaç endüstrisini açgözlülükle suçlayan, devletleri onların işbirlikçisi olarak gören ve şaman ayinlerinden, meditasyondan şifa uman insanlar artıyor. Din karşıtlığı, bilim karşıtlığı, aşı karşıtlğı, okul karşıtlığını aynı kişilerde bir arada da görülebiliyor.

7) Otizm engellenebilir mi?

Kadınlar otizmi olan çocuk doğurma risklerini hamilelik öncesinde ve süresince alacakları folik asit ile azaltabilirler.

8) Otizm belirtileri nelerdir?

İlk belirtileri bir yaşında kendini göstermeye başlasa da vakaların çoğu üç yaşlarında fark edilir. Otizm derecesi özellikle yüksek olmayan bireylerin anlaşılması güçtür. Otizmli çocuklar ses, koku gibi duyulara karşı aşırı hassas olabilirler.

– Otizm belirtileri – Tekrarlayan davranış ve rutinler

  • Otizmli çocuklar aynı yemeği yemek, aynı kıyafetleri giymek ve aynı tekrarlayan oyunları oynamak isterler.
  • Otizmli çocuklar her şeyin alıştıkları şekilde kalmasını isterler. En ufak bir değişikliğe şiddetle karşı çıkarlar.
  • Tanıdık eşyalara bağlılık gösterirler.
  • Ritüelleri vardır, stereotipik tekrarlayan el hareketleri ya da kendini iki yana sallama gibi bazı davranışlarda bulunurlar.

– Otizm belirtileri – Oldukça dar ilgi alanı

Sanat, teknoloji, müzik vb. alanlarda çok dar bir ilgi alanına yoğunlaşırlar. Bu ilgi alanı diğerleri tarafından tuhaf görülebilir.

– Otizm belirtileri – İletişim güçlükleri

  • Otizmli çocuklar duygusal olarak değişkendirler. Aniden ve nedensizce kızabilir ya da korkabilirler.
  • Sesler, dokunma, testler ve kokular konusunda oldukça hassastırlar.
  • Diğer çocuklara karşı ilgisizdirler.
  • Aileleri ve yabancılara karşı yakınlıklarında pek bir fark gözlemlenmez.
  • Otizmli çocuklar göz göze gelmekten kaçınırlar.
  • Yalnız kalmayı seçebilirler.
  • Arkadaşlıklar kurmakta zorlanırlar.
  • Başkalarını teselli edemezler.
  • Başkaları tarafından tuhaf bireyler olarak görülebilirler.

Otizm belirtileri – Duyu hassasiyeti

  • Otizmli çocuklar ses, koku ve görsel yoğunluk konularında hassas olurlar. Örneğin, dışarıdan gelen sesler onları huzursuz eder. Ya da belirli bir görsel yoğunluğuna örneğin, dönen bir pervaneye odaklanarak uzun süre gözlemleyebilirler.
  • Otizmli çocuklar aşırı aktif olabilirler, odaklanamama sorunu yaşayabilirler. Uyku bozuklukları ve altına kaçırma sorunları olabilir.
  • Ergenlik çağında otizmli çocukların %20’sinde epilepsi krizleri görülür.
  • Yaş büyüdükçe bazı çocukların bu problemlerinde bir azalma görülürken, diğerlerinde yetişkinlikte de devam eder.

Kimi hastalıkların belirtileri otizmli çocuklar da görülen bulgularla karıştırılabilirler. Bunlar sağırlık, spesifik konuşma bozuklukları, öğrenme bozuklukları ve bazı gelişim bozukluklarıdır. Bu nedenle teşhis için bir uzmana başvurmak gerekmektedir.

Otizm kendisini her çocukta farklı gösterir ve gelişimsel süreç içerisinde değişimler yaşanır. Bulguların yoğunluğu da kimilerinde neredeyse hiç farkına varılamazken, kimi otizmli bireyler ömür boyu bakıma ihtiyaç duyarlar.

Belirtiler kendisini en fazla sosyal ilişkilerde gösterirler. Çocuk kendisini konuşarak ya da beden dili ile ifade etmekde güçlük yaşar. Belirli bir oyuncağa ya da uğraşa odaklanır ve tekrarlayan davranışlarda bulunur.

Küçük çocuklarda uyku problemleri ya da besin alımında güçlükler kendisini gösterebilir. Girişken olmayabilirler. Yürüme süreçleri gecikebilir. Okul öncesi dönemde agresyon, hiperaktivite gibi davranışlar gözlenebilir. Okul çağı ile birlikte bu bulgularda sıklıkla bir nebze azalma görülür.

9) Otizmli çocuklar ne gibi güçlükler yaşar?

Otizmli çocuklarda işaret dili gelişmemiştir. Nesneleri işaret etme, kafalarıyla onay verme ya da taklit etme yetenekleri yoktur. Bir yaşına gelmiş bir çocuğun istediği oyuncakları işaret edememesi önemli bir belirtidir. Çocuk işaret etmeyle bir başkasının onu anlayacağını hayal edemez. İstediğini sadece o eşyaya dokunarak ya da ebeveyninin elini onu almak için bir alet gibi kullanarak gösterir.

Otizmli bebek belirtileri arasında en önemli olanı bebeğin yakınlık kurmadaki eksikliğidir. Bebek sevildiğinde gülümseme veya sarılma ile karşılık vermez.

Otizmli çocuklar karşılarındakinin ne düşündüğünü anlayıp ona göre onların davranışlarını önceden tahmin edebilme yetilerine sahip değillerdir.

Günlük aktivitelere katılmak onlara çok bunaltıcı gelebilir. Ben neden farklıyım sorusunu sorarlar kendilerine.

Otizmli çocukları olan aileler başkaları tarafından yanlış anlaşıldıklarını söylerler. Diğer insanlar çocukların şımarık olduğunu düşünebilir.

Çocuğun yapabildikleri üzerinde, yapamadıklarından daha çok durulmalı. – Temple Grandin

10) Otizmli çocukların konuşma gelişimlerinde oluşan aksaklıklar nelerdir?

Geç gelişme, gelişmeme

Otizmli çocuklarda konuşma normal olarak gelişmeye başladıktan sonra bozulabilir. Ya da geç gelişebilir. Bazılarında ise konuşma hiç gelişmeyebilir.

Diğer insanların yüz ifadelerindeki ve ses tonlarındaki farklılıkları fark edemezler. Kinaye, şaka ya da mecaz anlamları anlamakta güçlük çekerler.

Dili farklı kullanım

Otizmli çocuklar karşılıklı konuşmada zorlanırlar. Ardı ardına birçok sorular sorabilirler. Dili farklı şekillerde kullanırlar. Duyduklarını tekrar etme, kendinden başkası olarak bahsetme, yeni kelimeler icat etme gibi özellikler gösterir konuşmaları.

Otizmli aileler acıma değil, güzel bir uyku isterler.

11) Otizm, zeka ilişkisi

Otizmli çocukların %31 düşük zeka oranlarına sahip. %25’i sınırda bulunuyor. Yani zeka oranları [IQ 71-85]. %44’ü normal ya da normalin üzerinde [IQ>85].

12) Asperger sendromu

Asperger sendromu olan çocuklar da otizmli çocuklar gibi sosyal davranış anormallikleri gösterirler. Fakat konuşma ve algı otizmli çocuklardan daha az etkilenmiştir.

Ergenlik ve sonrası yetişkinlik dönemlerindeki davranışları sebebiyle toplumda alışılmışın dışında bulunurlar. Sosyal izolasyon ve sakarlık görülür.

13) Otizmli yetişkinler

Otizm genellikle ömür boyu devam eden bir durumdur. Hem çocuklar hem de yetişkinler müdehalelerden faydalanabilirler.

Çocukluk döneminde otizm gözden kaçmış olabilir. Bu kişi yetişkinlik dönemine destek almadan gelmiş olabilir. Yetişkinlik döneminde de kendisinde gözlemlediği farklılıklara bir ad vermek isteyebilir.

Otizm sadece çocukları etkilemez. Otizmli çocuklar otizmli yetişkinler olurlar.

Daha önce teşhis konulmamış otizmli kişilerle genellikle evlilik terapisi sürecinde karşılaşıyorum. Eşlerinin davranışlarına anlam veremeyen, ilgisizliklerinden yakınan kadınlar oluyor. Klinikteki uzmanlar ise eşlerinin davranışlarından otizmli bir yetişkin olduğunun farkına varabiliyor.

Kimi zaman da çocukları teşhis alan ebeveynler kendilerinde de olabileceğini düşünüyor.

Yetişkin bireylerde teşhis güç olabiliyor. Zira teşhis konusunda geliştirilen gereçler ve tedavilerin büyük bir kısmı çocukları hedef alıyor. Otizm konusunda sıklıkla çalışan uzmanlar da çocuklara odaklanma eğilimindeler.

Bu durumda daha çok gözlemlere odaklanılıyor. Yetişkinlerde teşhis konulurken çocukluk gelişim dönemi ile ilgili ayrıntılı sorular yöneltilebilir.

Teşhis sonrasında hastalardan şuna benzer geri bildirimler gelebiliyor.

Dünyayı her zaman biraz karışık buluyordum. İnsanların neden belirli bir şekilde davrandıkları ve neden bir türlü uyum sağlayamadığımı anlamıyordum. Okulda iyiydi notlarım. Fakat insanlarla ilişki kurmakta ve arkadaş sahibi olmakta güçlük çekiyordum.

Okulda iyiydim. Harika ve aynı zamanda oldukça sabırlı eşimle evlendim. Mezun olduktan sonra iyi ve hoşlandığım bir iş buldum. Ama yine de dışardan bir gözlemciymişim hissine kapılıyorum. Sanki bütün dünyanın bilip de bana söylemediği bir sır varmış gibi.

14) Otizm geçer mi? – Otizmin tedavisi var mı?

Otizmin tedavisi bulunmaz. Fakat otizmli bireylere yardım edilebilir. Farklı branşlardan uzmanlıkların işbirliği ile bir tedavi uygulanır.

Tedavi üç önemli cephede devam etmelidir:

– Otizm tedavisi – İlaç tedavisi

  • Otizmli çocuklarda görülen ritüelistik kendine zarar verici ve agresif davranışlarda kullanılır. Konsantrasyon, hiperaktivite, kaygı, depresyon gibi bulguların azaltılmasında etkili olabilir.
  • Gerektiği durumlarda doktorlar antipsikotik ya da stimulant ilaçları tedaviye dahil edebilir.

– Otizm tedavisi – Özel eğitim

  • Otizmli çocuklar için olan özel okullarda ders süreleri daha kısa olur. Öğretmen sayıları fazla, öğrenci sayıları ise azdır.
  • Konuşma ve dil terapisi
  • Fiziksel tedavi
  • Mesleki tedavi

– Otizm tedavisi – Aileye yardım ve destek

  • Davranış tedavisinde, psikolog aile ve çocuk ile görüşüp problemlerini tespit ederler. Aileyi bilgilendir ve eğitirler.
  • Aile hekimleri, çocuk doktorları, psikologlar hastalığın doğasını her detayıyla otizmli çocukların ailelerine açıklamalıdır.
  • Diğer otizmli çocukların aileleri ile görüşebilecekleri kendi kendine yardım gruplarına katılmak, ortak sorunları tartışmak, birçok aileye motivasyon kaynağı olmuştur. Bunun dışında oyun grupları oluşturulabilir.
  • Otizmli çocukların oldukça dar ilgi alanları olur. Mutlu olmak için bu alanda meşgul olmaları oldukça önemli. Hoşlandıkları şeyleri işe ve toplum yararına döndürmeye çalışılmalıdır.

– Otizm tedavisi – Haraket Terapisi

Çocuğa günlük yaşamında faydası olabilecek olan beceriler öğretilir.

Özgüven. Yaptıkları haraketlerden sonra başardıkları hissettirilir. Öz güvenleri artırılarak hayata hazırlanırlar. Var oldukları hissettirilir.

Örnek. Tek ayak üzerinde durmak ya da sıçrama çalışılabilir. Böylelikle çocuk giyinirken destek alabilir.

Örnek. Masa tenisi oynanır. El göz koordinasyonu, dikkat göz takibi kontak kurma yetisi geliştirilir.

İlginizi çekebilir: Otizmli çocuklarla LegoTerapi

15) Otizmli çocukların beslenmesi nasıl olmalı?

Son yıllardaki en tartışmalı konulardan biri otizmli çocukların beslenmesiydi sanıyorum.

Otizmli çocukların bir çoğunda (hepsinde değil !!!) gluten, soya ve kazeine karşı alerji olduğu iddia edilmişti. Kazein sütte bulunan bir proteindir. Otizmli çocuğu olan ailelerin bir kısmı bu diyetle çocuklarındaki otizm belirtilerinin azaldığını iddia etmişlerdir.

Çocuğun alerjisinin olup olmadığını tespit etmek için yapılan testler var. Bu testleri yaptırmadan ve bir uzmana danışmadan çocuklarının beslenmesinden onlar için çok önemli olan gıdaları atan birçok aileye ben Avusturya’da rastladım. Üstelik de alerji testlerine erişim imkianları çok kolay olmasına karşın.

Glütensiz, kazeinsiz ve soyasız diyetin otizmli çocuklar üzerinde tedavi edici etkisine olan güven yapılan bilimsel çalışmalarlada önce güçlenmiştir. Son zamanlarda ise bunun doğru olmadığını gösteren başka çalışmalar ortaya çıkmıştır. Henüz her iki görüş için de yeterince yapılmış uzun süreli çalışmalar bulunmuyor.

Yalnızca otizmli çocuklarla alakalı olduğunu düşünmüyorum glütensiz diyete yapılan vurgunun. Alerjisi olmadığı halde glütensiz beslenmenin sağlıklı olduğu düşüncesiyle, beslenme şeklini birçok batılı değiştirdi. Büyük bir pazarlama stratejisi olduğu kolaylıkla gözlemlenebilir.

16) Otizmli bireyler de ana akımın bir parçası haline mi geliyor?

Teknoloji ve teknolojiye dayanan iş imkanlarının artması ile bu yüzyılın otizmlilerin çağı olacağı iddia ediliyordu. “Geek” diye tabir edilen, toplumdan dışlanan bireylerin giderek sosyal medya fenomenlerine dönüştüğüne de gerçekten şahit olduk.

Şöyle düşünün. Aynı ritimsel hareketi yapmaktan hoşlanan, belirli bir konuda uzlaşmak isteyenler… “İdeal modern işçiler” neden iş vermiyorsunuz deniyordu biraz iğneleyici şekilde.  Çağımızın onlara daha iyi adaptasyon şansı yakalattığı bir gerçek. Yine de oranlar iş bulmakda güçlük yaşadıklarını gösteriyor. Amerika’da 2015 yılında otizmli bireyler arasında %58’inin iş sahibi olduğu görülüyor.

Yalnızca değişen yaşam koşulları değil, tutum da ana akıma dönüşmelerinde  etkili oldu. Daha fazla film otizmi konu alıyor. Otizmli oyuncular ekranlarda yer alıyor. Susam Sokağına otizmli bir karakter katıldı. Daha da önemlisi otizmli karakterlerin film ve dizilerde yer aldığı, ama durumlarının konu edilmediği, normalleştiren yapıtlar sergileniyor. Alınması gereken çok mesafe olsa da, iyimser olmamızı gerektirecek gelişmelerin olduğu kanısındayım.

17) Otizmli çocuklar konusunda çalışan dernekler

  • Otizm Dernekleri Federasyonu (ODFED) ve ona üye bütün dernekler;
  • Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı (TODEV)
  • Tohum Otizm Vakfı 

Dernekler aileleri bilgilendirmeye, karşılaşılan sorunlara yardımcı olmaya ve sosyal destek sunmaya çalışıyorlar.

18) Otizmle ilgili yeni hurafeler 

MMS

Son zamanlarda duyduğum tuhaf otizm hurefeleri arasına ABD, Kanada ve İngiltere’de ailelerin çocuklarına seyreltilmiş chlorine dioxide (ClO2) vermeleri eklendi. Evet içirmek dışında, banyo da tavsiye ediyorlar.

Bu madde suları örneğin havuz sularını dezenfekte etmekte, beyazlatıcılarda ve çamaşır suyunda bulunan bir madde olarak biliniyor.

Ailelerin çocuklarına çamaşır suyu içerecek kadar ileriye gitmiş olmaları ailelerin kendilerini ne kadar çaresiz hissettiğinin büyük bir göstergesi.

Bu iddia bir anlamda şaşırtmadı da beni. Çünkü MMS dedikleri Miracle/Master Mineral Solution [Mucizevi/Baş Mineral Solüsyon]’un iyi geldiğinin iddia edilmediği bir hastalık duymadım. Buna AIDS de dahil.

Sözde MMS’in mimarı Jim Humble -Eski Scientologist-. Humble’ın bağlı olduğu kilise topluluğunda MMS’in kullanımı 2016’lara dayanıyor. Humble vücuttaki mikropları öldürerek iyileştirdiğini iddia ettiği MMS’i 1996’da “keşfetmiş.”

ClO2 hücre çeperinden başlayarak dokuların kimsayal olarak yanmasına sebep oluyor. Daha ileri düzeylerde iç kanamalara sebep oluyor. MMS alımının kusmaya sebep olması durumu daha da kötüleştiriyor. Solunum yoluna kaçabilecek olan kusmuk ve ClO2 ölümcül risk taşıyor.

19) Otizm kitap kaynakları?

Otizm kitapları – Türkçe orijinal

Başar, B. (2014). Otizmle yaşamak: İlkim Ozan Yayınları.

Başar, B. (2015). Otizm benim dünyam: İlkim Ozan Yayınları.

Darıca, N., Gümüşçü-Tuş, Ş., & Abidoğlu, Ü.-P. (2005). Otizm ve otistik çocuklar: Özgür Yayınları.

Fazlıoğlu, Y. (2005). Otizm: Morpa Kültür Yayınları.

Grandin, T. (2015). Resimlerle düşünme – otizmin içerden anlatımı: Sistem Yayıncılık.

Kınacı, C., & Aydın, A. (2013). Otizme çözüm var! : Hayykitap.

Koşar, R. (2016). Yaşam bağları – otizm yelpazesini dış dünyaya açan kanallar – hayvanlar: Yeni İnsan Yayınevi.

Ülker, R. (2013). Otizm spektrumu hastalıkları ve göz: Anı Yayınları.

Otizm kitapları – Türkçeye çeviri

Mccarthy, J., & Kartzinel, J. (2012). A’dan Z’ye otizm rehberi (H. Ölçeroğlu, Çev.): Pegasus.

McClannahan, L. E., & Krantz, P. J. (2015a). Otizmli çocuklara konuşma becerilerinin öğretimi (B. Birkan, Çev.): Sistem Yayıncılık.

McClannahan, L. E., & Krantz, P. J. (2015b). Otizmli çocukların eğitiminde etkinlik çizelgelerinin kullanımı (B. Birkan, Çev.): Sistem Yayıncılık.

Persson, S. B. (2012). Otizm ve otistik zeka: Yuka Kids.

Quinn, C. (2016). 100 soruda otizm aileler ve uzmanlar için el kitabı (Ü. Şehbaz, Çev.): Anı Yayınları.

Whiffen, L. (2015). Elveda otizm (İ. Kerestecioğlu, Çev.): Epsilon Yayınları.

Wing, L. (2012). Otizm el rehberi (S. Kunt, Çev.): Sistem Yayıncılık.

Otizm nedir, otizm belirtileri – Kaynakça

Beers, M. H., & Berkow, R. (1999). The Merck manual of diagnosis and therapy (17 ed.): Merck and Co. Inc..

Gelder, M., Mayou, R., & Geddes, J. (2005). Psychiatry: An Oxford core text (3 ed.): Oxford Medical Publications.


Sitemize uzun zamandır Otizmli çocuklar ile ilgili sorular yöneltiyordunuz.

Yazıya katkıları için Dr. Hatice Karaçam’a teşekkür ederim.

Otizm nedir, Otizm belirtileri nelerdir adlı bu yazıya eklemek istedikleriniz varsa lütfen paylaşın.

About adminsinn

5 Yorumlar

  1. Atypical diye bir dizi izliyorum şu anda. Bu konuya eğilmişler. Merak edip araştıdığımda başroldeki otizmli çocuğun yaptıklarını daha bir anlamlandırabiliyorum. Teşekkürler çok yararlı bilgilerdi. Hepimizin başına gelebilecek bir durum bu. Biz değilsek bile çocuklarımızın, torunlarımızın başına gelebilecek bir şey. Herkesin bu konuda bilinçli olması gerekir bu yüzden.

  2. Otizm li birey sayılarında kız ve erkek çocuklarda görülme oranlarında hatalı yazılmış. her 42 erkekten birinde ve her 189 kız dan birinde şeklinde olmalıydı. Saygılar.

  3. öncelikle merhaba.otistik bir bireyin ablası olarak söylüyorum yazınız gayet güzel ve açıklayıcı olmuş,teşekkür ederim. kardeşim yakın zamanda metabolizma doktoruna gitti ve glutenli besinler,süt,şekerli besinler,dondurulmuş gıdalar yasaklandı ve bolca et tükettiği bir diyeti var şimdi. diyete başlayalı neredeyse bir ay oldu şimdiden daha sakin,rehabilatasyon derslerinde daha uyumlu.gerçekten beslenme şekli büyük ölçüde önemli.metabolizma doktoruna sanırım randevu zor alınıyormuş ama bunun için facebook grubu vesaire de var. umarım bu yazdıklarımın birilerine katkısı olur,saygılar 🙂