Terapi teknikleri: Maksimum etki yaratan minimum müdahaleler

Danışanlarıyla yeni çalışmaya başladıklarında birçok uzman seanslarının öncesinde etkinlikler, önceden sorabilecekleri sorular, uygulayabilecekleri stratejiler hazırlama telaşına düşerler. Böylelikle kaygılarını büyük ölçüde azaltırlar. Seanslarını gözlemlerseniz birbiri ardına terapi tekniklerini uyguladıklarını görürsünüz.

Tecrübe kazandıkça psikoterapi tekniklerine daha az ihtiyaç duyulur. Danışanlarımızı daha fazla dinleme fırsatı buluruz. Usta şoförlerin rahat haraketlerinde olduğu gibi çok daha küçük müdahalelerde bulunuruz.

Psikoterapide ve tıpta küçük, neredeyse görülmeyecek kadar küçük dönüşler, büyük etkiler yaratırlar. – Dr. Burkhard Peter

1. Geçmişte / Şimdiye kadar …

Terapi sürecinde danışanlarımız bize ifadelerde bulunurlar. Danışanların sözlerine açıklık getirebilmek ve tam olarak anlayıp anlamadığımızı kontrol etmek için sözlerini tekrarlarız. Bu sırada danışanlarımızdan daha pozitif ve daha ayrıntılı bir dil kullanabiliriz.

Danışan zayıflıklarından ve yaşadığı bulgulardan yakınır. Psikoterapist ise bunların birçoğunun eskiye ait olduğunu ve ileride farklı olabileceğini vurgular.

Danışan:  Aileme çok haksızlık ettim. Bundan dolayı çok pişmanım.
Psikoterapist: Geçmişte / Şimdiye kadar ailenize karşı suçluluk duyguları beslediniz… 

İlginizi çekebilir: Yeniden çerçeveleme

2. ‘Acaba’ değil, ‘ne… hangi…’

✘ Geçen hafta görüştüğümüzden beri yakınmalarınızda düzelme oldu mu acaba? [Danışan yüksek ihtimalle hayır hiçbir değişiklik olmadı diye cevap verecektir.]

Yakınmalarınızda ne gibi değişiklikler oldu? / Şimdiye kadar hangi olumlu değişikliklerin farkına vardınız?

 3. Bunun yerine…

Danışanlar hedeflerini ve dileklerini genellikle negatif olarak ifade ederler. Oysaki amaçlar hep pozitif olmalı. Diyelim ki bir bilet satın almaya gittiniz. Satıcıya “lütfen yine Ankara olmasın” diyemezsiniz. Danışanların yakınmaları ise genellikle bu minvaldedir.

Danışan: Geçen hafta daha az tartıştık eşimle…

Terapist: Bunun yerine ne yaptınız? Birbirinizle nasıl iletişim kurdunuz?

4. Bir yakınma hakkında hiçbir zaman ‘her zaman’ demeyin

Danışanlar yakınmalarında sıklıkla istisnaları görmezler. Oysaki 7/24 devam eden problemler çok sınırlıdır insanın hayatında.

Her zaman başım ağrıyor.

Kendimi bildim bileli depresifim.

Her zaman kavgayla bitiyor konuşmalarımız.

Her zaman demek problemi daha da büyütür. Bunun yerine;

Geçmişte sıklıkla baş ağrıları çektiniz. Hangi zamanlarda baş ağrınız oluyor? Hangi zamanlarda olmuyor?”

ya da

“Ne zamanlarda ağrınız daha az oluyor? [kronik ağrılar söz konusu ise]

5. “Probleminiz … gibi.” “Bu aynı … gibi.”

Danışanın anlattıklarını daha somut hale getirebilirsiniz. Gözlerinin önünde bir resim oluşmasına yardımcı olabilirsiniz.

Birçok zaman bu benzetmeler danışandan gelir. Fakat danışandan gelmediği durumlarda siz de önermelerde bulunabilirsiniz. Bu şekilde danışanın bir alanda sahip olduğu kaynakları ve algılama biçimini, hayatının başka bir alanına taşımasına yardımcı olabilirsiniz.

Vaka örneği

[Erkek danışan geçimini bilgisayar programcılığından kazanmaktadır. Kadınlarla olan iletişiminde zorluklar yaşamaktadır.]

Psikoterapist: Kadınlarda aynı bilgisayarlar gibi. Uzun süre çalışarak tanıyabilirsiniz. Doğru zamanda, doğru şeyi söylemeniz (input) gerekir. Yoksa sonuç alamazsınız…”

6. Korku dolu “umarım fena bir durum olmaz” yerine “umarım güzel şeyler olur.”

Danışanlarımız sıklıkla şu gibi ifadelerde bulunurlar;

Umarım kötü bir şey olmaz.

Umarım yine öylesi büyük bir kavga etmeyiz.

Umarım yeniden depresyon çukurlarına düşmem.

Bunların yerine daha pozitif temennilerle yanıt verebilirsiniz.

Umarım güzel bir gün geçirirsiniz.

Umarım bu akşam çocukların sınavı konusundan uzak durur, başka şeylerden konuşursunuz. Belki de güzel bir şekilde akşam yemeğinizi yiyerek çaylarınızı demlersiniz.

Muhtemelen bu iyiye gidiş devam eder. Kendinize hangi alanlarda, ne gibi yeni amaçlar edinmek istersiniz?

7. …henüz değil…

Danışanınız “işimde hala çok zorlanıyorum” dediğinde şöyle empatik [eşduyum] bir cevap verdiğinizi düşünelim. “İşinizi güç buluyorsunuz. Gerçekten de çok zor bir işiniz var.” Danışanınız bunun karşısında kendisini anlaşılmış hissederek hafifleyebilir. Fakat probleminin çözümüne çok fazla katkısı olmaz bu yaklaşımınızın.

Bunun yerine şöyle diyebilirsiniz. Henüz oldukça zor olan bu işi sizin için kolaylaştıracak bir yöntem bulamadınız.”

Problemler henüz bulunmamış çözümlerdir.
Engeller henüz aşılmamış yollar, stratejilerdir.
Güçsüzlükler henüz kazanılmamış kaynaklardır.

Vaka örneği

Danışan aşırı kilolarından yakınmaktadır. Terapist şu şekillerde cevap verebilir.

Henüz kilolarınızla ilgili hedefinize ulaşamadınız.

Hedeflediğiniz kiloya düşmek için yapabileceğiniz henüz bir yol keşfetmediniz.

Hedeflediğiniz kiloya ulaşmak için henüz yeterince strateji geliştirmediniz.

8. Yapıcı sorular

Yapıcı soruların cevabı evet ya da hayır ile bitmez. Danışanınıza şöyle bir soru sorduğunuzu farz edelim. “Probleminize bir çözüm yolu bulabileceğinizi düşünüyor musunuz?” – Bu sorunun muhtemel cevabı çok açık, öyle değil mi?

Psikoterapide sorulan yapıcı sorular;
– Problemle şimdiye kadar olan ilişki tarzına soru işareti getirir.
– Probleme yeni bir bakış açısıyla bakılmasını cesaretlendirir.

Vaka örneği

Terapist: Bana durumunuz hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Danışan: Sürekli depresifim…

T: Geçmişte sıklıkla depresiftiniz. Geçtiğimiz dönemde kendinizi ne zaman daha az depresif hissettiniz?

D: [Düşünür] Ne yalan söyleyeyim en son pazara çıktığımda biraz daha iyiydim.

T: Pazara çıkacak enerjiyi toplamayı nasıl başardınız?

D: Aslında başlangıçta canım hiç istemiyordu. Fakat çıkınca açıldım. Ama bu olalı neredeyse dört hafta oluyor. O zamandan beri…

T: Depresif olmadığınızda nasıldınız? Nasıl bir duygu depresyonun tersi?

D: Eskiden olduğu gibi. Etrafta olanlara daha fazla ilgim oluyor. İnsanlarla biraz muhabbet edebiliyorum. Her şey o kadar da zor gelmiyor…

T: Her şey eskisi gibi zor olmuyor, bunun yerine nasıl oluyor.

D: Daha rahat. Neden zevk alıyorsam onlarla uğraşabiliyorum. Eskiden yaptığım şeyler…

T: Hangi uğraşlarla daha fazla meşgul olabilmeyi hayal edersiniz?

D:

9. Diyelim ki…

Farazi bir şekilde başlayarak arzu edilen amaçlar yolunda alınabilecek farklı yolları sıralayabiliriz danışanlarımıza. Böylelikle;

  • Danışanın aklına yeni fikirler gelebilir.
  • Öğütleri, çözüm önerilerini daha kullanılabilir bir şekilde formüle etmiş oluruz.
  • Danışanı çözüm arayışına dahil ederiz.
  • Yeni çözüm senaryolarını danışanın kendi içinde test etmesini sağlamış oluruz.

Vaka örnekleri

Terapist: Diyelim ki sigara alışkanlığınızı tamamiyle bıraktınız. Öyle ki tekrar başlamaya karşı bağışıklık kazanmışsınız. Bu durumda tüm arkadaşlarınızı ve tanıdıklarınızı bu yeni durumunuzdan hemen haberdar mı edersiniz? Yoksa bir şekilde sigarayı tamamiyle bıraktığınızdan emin mi olmak istersiniz?

Terapist: Diyelim ki nihayet spor yaparak kilo verme motivasyonunuz arttı ve spora başladınız. Eskiden hoşunuza giden spor çeşitlerine mi dönersiniz? Yoksa yeni spor imkanlarına mı göz atarsınız?

10. Şikayet yerine dilek

Özellikle evlilik terapisi sürecinde sıklıkla uyguladığımız bir stratejidir bu. Çiftin birbirleri hakkındaki yakınmalarını dilelere dönüştürmek.

Danışan:Bıktım artık gerçekten. Kocamın sürekli eve geç gelip bir merhaba bile demeden geçip gazetesini eline alıp oturma odasına geçmesinden. Tüm haberleri ve spor köşesini okuduğunda neredeyse bir, bir buçuk saat geçmiş oluyor. Bu arada benim odada olduğumu fark etmiyor bile. Ben de oturup okuyabilirim. Ama o orada otururken bütün evin işini yapıyorum…

Terapist: Eşinizin ev işlerinde size yardımcı olmasını arzuluyorsunuz. En azından bazı işlerde görev almasını. Özellikle de eve ilk geldiğinde sizin orada olduğunuzun farkına varmasını ve size bir merhaba demesini…

11. Şu anda

Psikoterapi eğitimini henüz tamamlamış olan terapist, süpervizyon altında danışan almaktadır. Fakat danışanlarını artık dinlemeye tahammülünün kalmadığını, onları dinlerken sıkıldığını fark eder. Durumu süpervizörüne taşır.

Terapist: Son zamanlarda yaptığım işte huzursuzum. Mutlu değilim eskisi kadar. [Yere bakar]

Süpervizör: İşinde nasıl olduğunla ilgili pek hoşnut değilsin… Çaba gerektiriyor gibi konuşuyorsun. Yapmak istemiyormuşsun gibi. 

Terapist: Konuşmam gerekiyor sanırım… Anlamıyorum. Danışanlarımı dinleyemiyorum artık, sıkılıyorum… Son zamanlarda şunu düşünmeye başladım. Belki de artık terapist olarak çalışmamalıyım. Belki de bu iş için uygun kişiliğe sahip değilimdir.

Süpervizör: Birçok şüphelerin var terapist olarak şu anda. Kendine gerçekten zor sorular soruyorsun. Bu konuda oldukça ciddi olduğunu görüyorum.

Süpervizör şu anda diyerek uzmana farklı bir perspektif sunuyor. Bu hisleri şu anda hissetmektesin. Bir saat sonra çok farklı hissedebilirsin.

Bu vakanın ayrıntılı incelemesi şu adreste bulunuyor: Süpervizyon vaka incelemesi: Belki de artık terapist olarak çalışmamalıyım.


Daha etkili bir iletişim için maksimum etki yaratabilecek olan 11 minimum müdahaleyi sıraladım. Bu müdahaleler;

  • Kolaylıkla öğrenebilir ve uygulayabilir.
  • Farklı ruh sağlığı uzmanları tarafından uygulanabileceği gibi kişiler arası ilişkilerinizi de daha pürüzsüz hale getirebilirler.
  • Direnci ortadan kaldırabilir ya da en başından oluşmalarını engelleyebilir.
  • Sezgisel ya da bilinçli olarak bir çok kişi tarafından keşfedilerek zaten uygulanmaktadır.
  • Uygulamalarınızda otomatikleşir. Yaşama bakış şekliniz haline gelir.
  • Terapi yöntemlerinden herhangi birine bağlı kalınarak hazırlanmış değiller. Daha çok dilin kullanımındaki inceliklere dayanıyorlar.

İlginizi çekebilir: Terapide mektupların 10 farklı kullanımı, Danışanınız sorumluluk almadığında kullanabileceğiniz 10 Strateji


Kaynaklar

Prior, M. (2002). MiniMax-InterventionenHeidelberg: Carl-Auer-Systeme Verlag2.

About adminsinn

Bunları da İnceleyebilirsiniz

Sanat terapisi etkinliği: Problemim ne kadar büyük?

Ağlama krizleri geçiren çocuğunu sakinleştirmenin yaratıcı bir yöntemini bulur anne. Ağladığı zamanlarda çocuğuna şu soruyu …